Her gurûb-u şemste ölümü kuşan. Ölmeden önce defalarca öl ki, ölüm vaktin şeb-i arûsa dönsün.
Kul için zor olan, yola girmek değil yolda kalmaktır.
Reklam
Ali Haydar Efendi (Kuddise Sirruhû)
Öylesine gayret gösterir ki âdeta geceleri gündüzlere ekler. Kandillerin diplerine oturur, gece boyu mütâlaa eder; yorulduğunda uyumamak için ise, başını rahlenin üzerine koyduğu bıçağa dayar. Yine böyle bir gecedir ve uyumamak için başını bıçağa dayamıştır. Fakat o kadar uykusuzdur ki, bıçak acısına rağmen o halde uykuya dalar. Uyku esnasındaki bir sendelemeyle bıçak alnına batar ve acıyla uyanır. Ne var ki alnından kanlar akmaktadır. Daha talebelik yıllarında alnına fedâkarlığın imzasını kazımıştır.
Ali Haydar Efendi'nin..
Babası Şerif efendi, namazını ezan okunur okunmaz abdest alıp eda edebilmek amacıyla beline bağladığı ibrikle dolaştığından dolayı "Molla" olarak anılırdı.
Son bayramda kurban keserken bir Türkistan’lı kardeşimle Doğu Türkistan üzerinde konuşurken dediki,”Hocam! Bizde elinizde bıçak dışarıda böyle kurban kesemezsiniz.. Bizde bıçaklar silah gibi ruhsatla verilir..” neden diye sordum. Anlattı.. Bir Doğu Türkistanlı,motosikletin arkasında hanımı ile beraber giderken Çinli polisler onu durduruyor, hanımının üzerindeki örtüyü alıp yırtıyorlar. Hanım kardeşimizin iffetine el uzatıyorlar. Hadise üzerine Doğu Türkistanlı kardeşimiz bir kasap dükkanına giriyor, oradan bir bıçak alıyor ve bu alçakça muameleyi yapan Çin eşkıyasından ne kadar varsa hepsine “ila cehenneme zümera “ cehenneme gönderirken şehid oluyor. Bu hadiseden Çin yönetimi o kadar korkuyor ki Türkistanlılar’a bıçakların ruhsatla satılacağı yönünde kanun çıkarıyor.
Sayfa 105Kitabı okudu
Bir Gençlik!
"Bir Üsküplü dedi ki: 'Hocam! Bir defasında buraya lise talebelerinden oluşan bir kâfile geldi. Bazılarının üzerinde sanki hiç kıyafet yoktu. Bir başkası o hâlde göğsünün üzerine Türk bayrağı koymuştu. Kendisine yaklaştım ve dedim ki " Bacım! O bayrak yalnız senin değil, aynı zamanda bizimdir. O, bütün İslâm milletinindir. Tarihimiz, imanımız, aşkımız ve istikbale dair umudumuz o bayrakta. Sen bu kıyafetin üzerine taktığın bu bayrakla yerin altında kefensiz yatan Osmanlı'yı üzersin. Yapma! Kıyafetini belirlerken modacılara değil ecdadına bak." dedim. Bir başka Üsküplü şunları söyledi:' Hocam! Türkiye'den buraya gelenlerin önemli bir bölümü bize meyhaneyi, kumarhaneyi soruyor." İşte dedelerinizin yaptığı camiiler, medreseler" deyince "Bizde bunlardan çok var. Ne yapalım taş yığınını? Sen kadından, iyi şaraptan haber ver." diyorlar. Son Büyük İslâm Devleti Osmanlı'ya sadakat gösteren gençleri Üsküp' e bekliyoruz."
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.