“Düşünüyorum o hâlde varım değil, hissediyorum o hâlde varım, ” diyoruz. Hatta bence bir basamağı da şu: Hissediliyorum o hâlde varım
Nasıl olur da, hem aşk hem nefretle ilgili düşünce ve duygular aynı insanda barınabilir? Aşkın bir karşıtı nasıl olabilir? Nasıl olur da aşk nefret tohumlarını, nefret de aşk tohumlarını içerir
Reklam
Her şey çöküyor, aşk ve güzellik, unutma küfesine atıyor bunları ve sonsuzluğa mal ediyor.
Sayfa 109
Aşk +10
İnsan sevdiği için sever.Aşkın hiçbir gerekçesi yoktur.
Âşıkların sarhoşluk halindeki sözleri gizlenir, söylenmez. Bunlardan sarhoşluk gidip Allah'ın yeryüzündeki mizanı olan akılların hükmüne dönünce, anlarlar ki durum, hakikaten birleşme (ittihad) olmayıp ittihadın benzeridir. Bu durum âşığın fart-ı aşk esnasında söylediği şu söze benzer: Ben sevdiğim, sevdiğim de ben Biz bir bedene girmiş iki ruhuz İnsan birdenbire bir aynayla karşılaşıp ona bakınca aynanın kendisini görmeksizin, orada gördüğü kendi sûretinin aynanın sureti olduğunu sanabilir. Yine camdaki şarabı görür camın şarap renginde olduğunu zannedebilir. Bu durum kendisine iyice açıklık kazanıp ayağı burada sebat bulunca şöyle der: Cam inceldi, şarap saflaştı Birbirlerine benzediler, iş karıştı Sanki şarap var da kadeh yok, yahut kadeh var da şarap mevcut değil Şarap kadehtir demekle kadeh gibidir demek arasında fark vardır. Bu hâl galebe ettiğinde, hâl sahibine nispetle buna "fenâ", hatta "fenâü-l fenâ" denir. Çünkü kendinden geçtiği, fenâ bulduğu gibi kendinden geçişinden dahi geçmiştir. Nitekim bu hâldeyken kendini bilmediği gibi kendini bilmediğini de bilmez. Şayet kendini bilmediğini bilecek olsaydı, kendini de bilmiş olacaktı. Bu hâl, buna müstağrak olan kimseye izâfeten mecaz diliyle ittihad ve hakikat diliyle de tevhid diye isimlendirilir.
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.