Yani ben böyle istiyorum, bırakın böyle olsun Diyorum - pek uzaktan - sevgilim, boş geçirmiyelim mi geceyi Ben o senin omuzlarını düşündüm, bundandır, şimdi gözlerim beyaz Benim gözlerim beyaz - hem nasıl- bilmiyorum, ya seninki Mi dersin, hayır mı, boş geçirmiyelim mi geceyi Kapasak mı pencereyi acaba
Bir düşünelim bakalım
Televizyon bir şamardır. Hem de kendi hanemizde kendi elimizle suratımıza inen büyük bir şamar. Bize neler yasak, şunlar bunlar. İşte bu yasakları, bu haramları televizyonun bizim hanemizin içine kadar getirir her çeşidini, barını, umumhanesini, meyhanesini ve biz oturur Müslümanlığımızla, karımız kızımızla onu seyrederiz. Ve sonra deriz ki, nasıl oluyor da mukaddesâtımız elden giderken, bize vururlarken ses etmez, vurana vurmayız. Düşünün bakalım televizyon karşısında muhallebi gibi gevşemiş bir Müslümanda değil cihat etmek, acaba kalkıp bir farzı ifa edecek kuvvet ve istek kalmış mıdır?
Reklam
"Biraz daha uyusam ve tüm bu saçmalıkları unutsam nasıl olur acaba," diye geçirdi içinden, fakat bu kesinlikle olanaksızdı, çünkü sağ tarafına yatıp uyumaya alışkındı, oysa şimdiki haliyle sağına dönemiyordu.
Sayfa 2
Papazlar şeytandan söz etmese nasıl geçinirlerdi acaba?
Çador
Burkalarının içinde bu hiçliğin boşluğunu duyuyorlar mıydı, yüzlerini göremediği bütün o kadınlar? Onların burkalarının pencerelerinden gördükleri dünya nasıldı acaba? Bu pencereler kadar ölü mü görünüyordu her şey? Görünmeyenler nasıl görüyorlardı, kendilerine görülmeyi yasaklayan dünyayı?
Sayfa 70 - Metis yayınlarıKitabı okuyor
Acaba
"...erkekler duygularınızı nasıl inciteceklerini bilerek mi doğuyorlar."
Reklam
Ne güzel olurdu :)
“ Acaba sığırcık bizi nasıl görüyor, nasıl duyuyor? Hayvanların gözlerine bakınca bizden fazla bildikleri bir şey var gibi geliyor, dedi Suzan, bir kuş bizi böyle parça parça kaydetse de bize anlatsa çok isterdim.”
Asıl mesele onun gibi bir kadın bulmaktı. Tereddüt ediyordu, "Nasıl, bu mümkün olur mu acaba?" Onun gibi biri, kendi şüphelerini, hâlâ tedavi edilemeyen bütün yaralarını ipek elleriyle saracak, onları iyi edecek, masum ve sakin bir hayat içinde güzel kokular yayacak bir kadın?
NASIL olduğunu anlıyorum; NEDEN olduğunu anlamıyorum. Kim bilir kaçıncı kez, deli olan ben miyim acaba diye düşündü. Belki de deli denen kişi hep azınlıkta kalandı. Bir zamanlar dünyanın güneş etrafında döndüğüne inanmak delilik işareti sayılıyordu: bugün ise geçmişin değiştirilemez olduğunu düşünmek öyleydi. Bu inancında tek başına olabilirdi ve tek başınaysa delirmiş demekti. Ama delirmiş olma düşüncesi ona çok sıkıntı vermiyordu. İşin aslı korkunç yani, aynı zamanda yanılıyor da olabileceğiydi.
Sayfa 85
'' Yorgunluk nasıl bir şey acaba?'' diye sordu. '' Duygularının birçok kısmı bulanıklaşıyor. Kendine acıma, başkalarına karşı öfke, başkalarına acıma, kendine yönelik öfke... Böyle şeyler işte.''
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.