Gözyaşı artık, kalple alâkasını kesti, sinir işi oldu. Resmî ölülere ağlar gibi, hıçkırın, durun, sahte, sahte... (Bastonunu pencerelere doğru uzatıp gençlere) Çekilen güneşi görmüyor musunuz? İşte böyle çekiliyor kalp ve merhamet aramızdan... Güneş değil, bütün bir cihan, kalp güneşinin peyki bütün bir cihan batıyor!
Bir yere gideceğiz ki, fabrika bacalarıyla mezar taşlarının başbaşa verdiği nokta... Yaşadıklarını sananlarla, öldükleri sanılanların sınır çizgisi...
Sayfa 46 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Zaman, iki ucu sivri bir ok… Ne tarafa gittiği belli değil… Mezara doğru mu, beşiğe doğru mu, belli değil… Eğer genç önde olan, son olan demekse, o ben miyim, siz misiniz, belli değil… Zaman diyor ki bana önde olan sensin! Beni anlamak için kafa patlatandır önde olan… O sensin!.. Sana geri diyenler de, beni aldatıcı kıvrımların içinde akılı tersinden görenler… Zamanı anlatın çocuklar; anlamak değil de, düşünün yeter! Zamanın yuvarlağını düşünün, meşin topunkini değil…
CANIM İSTANBUL
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar; Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar. İçimde tüten bir şey;hava,renk, edâ, iklim; O benim, zaman, mekân aşıp geçmiş sevgilim. Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur; Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur. Denizde toprak, yalnız onda ermiş visale; Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale. İstanbul benim
Sayfa 316 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Eğitim sistemimiz ahşap bir konağa benziyor. Temeli yok, tahtası çürük, tavanı yıkık, pencereleri kırık, alev alev yanan bir ahşap konak...
Sayfa 173Kitabı okudu
Kulağımda bir fısıltı var, gençler; deniz fısıltısı gibi bir ses... Zaman diyor ki bana; önde olan sensin!
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.