Asi bir dalganın özgürlüğüydü benim aradığım. İstediğim kadar yükselmek uçsuz bucaksız sularında. İstediğim hızda hareket edebilmek sonsuz ummalarında. İstediğim gibi köpürebilmek alabildiğine hırçın… İstediğim gibi sakinleşmek durgun ve ıssız. İçimden geldiğince yaşamak suyunun serinliğini ya da yakıcılığını… Velhasıl, onun gözlerine baktığım zaman, Mavi bende başka güzel değer görürdü. Ama sakladım bunu kendime, Yalan sürdüm tutkudan yanan dilime, “Ben maviyi sevmiyorum!” dedim. İnatla, asice, yok yere…
Ama mahzundu Efe… Ufacık yaşına rağmen içinde kış olmuş mevsimlerden sebep, sözleri üşüyor olsa bile bize hep bahar gülüşü. O kozasına saklanmış bir kelebek, tırtıl olmadan kelebek olmayı öğrenmiş bir çaresiz… Kanadı yerinden sökülmek istenirken kırılmış, minnacık canı örselenmiş, bedeni daha şimdiden bu hayat tarafından yaşlandırılmıştı. Küçücük bedeninde, kocaman bir adam saklar olmuş, çocukluğunu daha yaşamadan eski bir elbise gibi maziye asmıştı. Olgun, durgun, anlayışlı, mütevazı ve suskun… Bir çocuğa yakışmayan ne kadar vasıf varsa onda yer bulmaya, birçok adamda olmayan olgunluk, düşüncelerine sirayet etmeye başlamıştı. Gözlerinin ehlileşmiş mavisine sinmiş vurgunluk, kirpiklerinin teline asılı kalmış çocukluk ve yaşından önce büyütülmüş ruhu, hep yaralı, hep eksik, hep geriden… Ve yoksul! Büyümemişti Efe. Daha gün görmeden büyük doğmuş bebek gibiydi. Çocuk olmadan, adam olmuştu. Babasının ölümüyle ufacık omuzlarına kocaman yükler binmiş, kapı gibi dimdik olmadığı halde öyle durmayı, daha minnacık yaşında bek olmayı öğrenmişti. Hür olmayı, asi olmayı, yaramazlık yapmayı daha başlamadan unutmuş, o büyümeden adam olmuştu.
Reklam
Sen benim kuytu yanlarıma bir nebze ışık gibisin. Karanlığıma meşale, yalnızlığıma yoldaş… Sana yazmak şiir gibi içimdeki en durgun kuyulara sızan ışık gibi… Uzak diyarlardaki bir dostuna mektup yazmak gibi…
Herhangi bir yaşam istediği kadar uzun ya da karmaşık olsun, ‘ tek bir an’dan oluşur aslında, kişinin kim olduğunu keşfettiği andan.Alef, Jorge Luis Borges
Kendi iç sesimi dinlemeye tahammülüm yoktu.
Âdet yerini bulsun tesellilerini birbiri ardına sıraladım. İnsanın ağzında inanmadığı sözler ne eğreti duruyordu.
Reklam
88 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.