Aldığım her nefeste, Adalet için ne pahasına olursa olsun,
Kiminle olursa olsun, gerekirse kendimle bile
Savaşacağıma yemin ederim!
Varlığım, canın haklılığına armağan olsun!
Ne mutlu hakkımdır diyebilene!
"Hakkı için, hak için var olduğunu bilene!"
Biliyorum. Yüreğime ellerimle açtığım yaradan sızan bu kan, bu gazap ateşi, bu kutsal fikr-i sabit, gözlerimdeki perdeyi kaldıran biricik hakikattir. Mutluluğum, felaketim, en pervasız günahım... bil ki hiçbir tecrübe, hiçbir tövbe, hayatın gelip geçiciliğine, kerhen olana dair hiçbir şey bu mührü kıramaz. Zavallı varlığımın anlamı, başka hiçbir şey değil, sadece gizli nikahımızı kıydığımız o gece yüreğimi sana bağlayan bu yemindir. Bundan böyle aldığım her nefeste senin ruhunu içime çekeceğim, yüreğimin her vuruşu senin ismini fısıldayacak. Aşkından gayrısı yalan, ve bak, gökteki ay şahidimdir.
aldığım her nefeste beynim uyuştu yürürken ses çıkaran aklımdaki düşünceler, parmaklarının üzerinde balerinler gibi uçuşmaya başladılar.başlamıştı hayat sarhoşluğu...
Babamın ‘sen artık büyüdün kendine de bir rakı koy’ dediği akşam geldi aklıma. Biraz daha büyümüştüm. Hayatı ve dünyayı sek içecek kadar! İlk dakikalar biraz başım döndü ama sonra alıştım. Suratıma çakırkeyif bir gülümseme yerleşti. Aldığım her nefeste beynim uyuştu. Yürürken ses çıkaran aklımdaki düşünceler, parmaklarımın üzerinde balerinler gibi uçmaya başladılar. Başlamıştı hayat sarhoşluğu. Elbet bunun da koması vardır. Ben ona da girerim. Kalmam üç beş kadehte. Boş şişeleri duvara fırlattığım gibi dibini görmeden bırakmam hayatı da! Ve nefesimi tuttum. En derine, en dibe inebilmek için. Bıraktım kendimi hayat okyanusuna. Beni dibe çeken zihnimin ağırlığıydı. Ve dibe daha çok var. Ama gidiyorum. Yavaş yavaş. Ayaklarına beton dökülmüş bir mafya kurbanı gibi… En derine. Dünya yuvarlak. Hayat da öyle. En derini aynı zamanda en yükseğidir hayatın. Nereden baktığına bağlı. Nerede doğduğuna. Doğduğun yerden ne kadar uzaklaştığına bağlı. Elindeki şişede ne kadar hayat kaldığına bağlı…
Zaman ilaç olur, demişlerdi. Olmadı. Geçer, demişlerdi. Geçmedi. Sanki herkes bile isteye kandırmaya devam ediyordu beni. Ne yaralarım kabuk bağlıyordu ne de ben alışıyordum. İçine düştüğüm bu bilinmezlik denen çukurda aldığım her nefeste dibe batmaya devam ediyordum günbegün.
"Şu ateşin başında oturanlar esenlik içinde olsun. Denizin hikayesi vardır. Çöller ise masal anlatır. Benim gençliğim o masalı aramakla geçti. Bana kalsa bulduğumu sonsuza değin unuturdum, ama aldığım alamadığım her nefeste kendisinden kaçtığım şeyi hatırlıyorum."
"Bu sabaha kadar babanın öldüğünü bilmiyordum. İkinizin çok yakın olduğu aşikar. Şu anda kaybolmuş durumdasın ve yanlızlık çekiyorsun. Her şeyin de üstünde ,O 'nun işini yürütmeye çalışmak gibi bir yükle karşı karşıyasın"