Şimdi de, Avrupalı hatunlara taş attı... :))
Hakikat, bu milel-i müterakkiye nezdinde, kadınların kemalat-ı zihniye ve ruhiyesine emniyet ve itimat, henüz o kadar azdır ki; nev'-i beşerin bir nısf-ı cemilini teşkil eden sınıftan, nısf-ı diğerini havâyic-i maneviyesine hüsn-i hizmet ve o hizmette muvaffakiyet beklenmek şöyle dursun, yalnız kendi sınıfları hakkında bile kifayetleri teslim olunamıyor.
Haaahhh işte, böyle açık konuş, canımı ye... :))
(...)velev ki çocuk huruf-ı hecâyı öğrenmiş olsun, huruf-ı meddin kuvvetlerini öğrenmeyince, yalnız huruf-ı hecâyı öğrenmesinden ne hâsıl olur?
Reklam
Semi Allah ü limen hamideh...:))
Kanun-ı tabiatın biraz gizlice olan ahkâmı düşünülecek olursa, görülür ki, evlâdın asıl müvellidi babadır. Baba, evladı meşime-i madere tevlid eder de, ondan sonra onu orada, anası terbiye ve itmam eyler.
Bizim modern kadınlar duymasın, Ahmet Mithat'ı taşla ezerler... :))
Kadınlar, sahibetü'l beyt oldukları hâlde dahi, ahvâl ve havayic-i medeniyece bir nevî sabavet hâlinde telakki edilerek, ömürlerinin sonuna kadar erkeklerin himâye ve iâşelerine muhtaç olmalarıyla, bade' l tevellüd evladın kendi kendilerine kifayet edebilecekleri çağlara kadar, validelerin onları muhafaza ve iâşeleri, asıl, pederin evlat hakkındaki vazifesini ifaya bir vekâletten ibâret sayılmıştır.
Tabiii.. :) Ana kucağı ve şefkati yetmeeezzz, babayı da arar çocuk...:)
Lakin etfal için ilk mektep addolunacak aguş-ı mader, yalnız bu şefkat-i cibiliyye ile müzeyyen olan kucak olamaz.
"Kimseye bir ziyanı olmayan meraka hürmet etmeye herkes terbiyeten mecburdur."
Sayfa 64 - DergâhKitabı okudu
Reklam
18 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.