Anadolu
Yazıklar olsun, seni sevmesini bilmeyenlere; ey, gamlı ülke!... Seni sevip, senin sesiz dramın içinde gömülüp gitmekten korku çekenlere!.. Taşın, toprağın ne bitmez bir sabır ve mukavemet hazinesidir! İnsan, senin göğsünde ya destani bir kahramanlığa erer ya da en ilâhî mizaçlı velilerin feragat ve mahviyet derecesine varır.
Sayfa 66 - İletişimKitabı okudu
Ruhi Su, Seferberlik ve Kuvayı Milliye Destanı adlı plağının kabında diyor ki: “Hiçbir çalgı insan sesinin anlatma gücüne sahip değildir.” Ruhi Su, bu bilinci başlangıç yaparak işine girişiyor. Sesini dünyanın en güzel çalgısı gibi kullanarak halkın sanat eserlerine eğiliyor. Bir de buna sazını katıyor. Saz da halkın oluşturduğu bir ses aracıdır. Ruhi Su uzun bir müzik eğitimi görmüştür. Çağımızın en yeni müzik olanaklarına varmış, çağımızın geldiği müzik tekniğine ulaşmış, sonra da sesiyle sözüyle Anadolu halk türkülerine dönmüştür. Büyük müzik bilgisi, erişilmez ses güzelliği ve ustalığıyla otuz yıldır türkülerimizi bütün inceliğiyle Ruhi Su söyler. Ruhi Su gücünde, çabasında dünyada ancak birkaç kişi bulabiliriz.
Reklam
Ne güzel söylemiş, Malazgirt Destanı şairi:
Yiğitler kan döker, bayrak solmaya, Anadolu başlar vatan olmaya Kızılelma' ya hey Kızılelma'ya!. En güzel marşını vurmada mehter, Ya Allah, Bismillah, Allahüekber!...
Sayfa 17 - çile yayınları
Nâzım Hikmet, uzun süren hapisliğinden dolayı, hapishanede Anadolu halkıyla, onun diliyle karşılaşmış, onlarla kaynaşmıştır. Onun ilk başeseri Şeyh Bedrettin Destanı Anadolu halkıyla karşılaşmasının ilk ürünüdür.
Selçukluların tamamen müslümanlaştığını söylemek fazla iddialı olacaktır. Dinleri konusunda pek endişeleri yoktu ve müslüman sıfatının ardında şaman olarak kalmaya devam ettiler. Kendileri ve kendilerinden sonra da varisleri oldukça uzun bir zaman şaman olarak kaldılar. Eski Anadolu destanlarından elimizde bulunan Kitab-ı Dede Korkut adlı el yazmaları oldukça geç bir döneme ait olmakla beraber “paganizm”in izlerini taşımaktadır ve hikayelerin ana karakteri kılık değiştirmiş bir şamandan başkası değildir. Bu eser kesinlikle Batı Türk kaynaklıdır. Aslen içine Anadolu tatları katılmış bir akkoyunlu destanı olmasına rağmen Orta Asya’da Baba Korkut’un mezarının bulunduğu Sir-Derya kıyılarında yaratılmıştır.
İstanbul Destanı
İstanbul deyince aklıma bir martı gelir Yarısı gümüş yarısı köpük Yarısı balık yarısı kuş İstanbul deyince aklıma bir masal gelir Bir varmış bir yokmuş İstanbul deyince aklıma Gülcemal gelir Anadolu'da toprak damlı bir evde Gülcemal üstüne türküler söylenir Süt akar cümle musluklarından Direklerinde güller tomurcuklanır Anadolu'da
Reklam
238 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.