İhsan; mü'minlerin ulaşmak için ciddi bir gayretle çalıştıkları yakînî bir keyfiyet ve vicdan huzurudur. İhsana ermiş kul, "Nereye yönelirseniz Allah'ın yüzü (zâtı ve kıblesi) oradadır" âyetinin sırrına ermiş olduğundan haramdan sakınmada ve farzların ifasında şuur haline yükselmiş demektir.
Tasavvufta tevbenin sağlıklı olabilmesi için, mazi, hal ve istikbale ait şu üç esasın bulunması şarttır:
a) Yapılan günahlara pişmanlık (mazi)
b) Günahlardan sıyrılmak (hal)
c) Bir daha günaha dönmemeye azmetmek (istikbal)
Şeriat ölçüleri dışına çıkan bir tasavvufi anlayışı İslâmî saymak mümkün değildir. Tasavvuf şeriata sımsıkı sarılmayı ve edep sınırını gözetmeyi öngörmektedir.
Yasak olan şeylerden sakınmak için sabır farz, mekruhlara karşı direnç göstermek için nafile, tehlikeli eziyetlere, mal, can ve ırza yapılan saldırıya sabır, haramdır.