İhsan; mü'minlerin ulaşmak için ciddi bir gayretle çalıştıkları yakînî bir keyfiyet ve vicdan huzurudur. İhsana ermiş kul, "Nereye yönelirseniz Allah'ın yüzü (zâtı ve kıblesi) oradadır" âyetinin sırrına ermiş olduğundan haramdan sakınmada ve farzların ifasında şuur haline yükselmiş demektir.
Tasavvufta tevbenin sağlıklı olabilmesi için, mazi, hal ve istikbale ait şu üç esasın bulunması şarttır: a) Yapılan günahlara pişmanlık (mazi) b) Günahlardan sıyrılmak (hal) c) Bir daha günaha dönmemeye azmetmek (istikbal)
Reklam
Bâyazîd Bestâmî
"Leyse fî cübbetî sivallah" (Cübbemin içinde Allah'tan başkası yok)
Sayfa 110Kitabı okudu
Cüneyd Bağdadî;
"Zâhirine özen gösteren bir sûfi görürsen bilesin ki onun bâtını haraptır."
Şeriat ölçüleri dışına çıkan bir tasavvufi anlayışı İslâmî saymak mümkün değildir. Tasavvuf şeriata sımsıkı sarılmayı ve edep sınırını gözetmeyi öngörmektedir.
Yasak olan şeylerden sakınmak için sabır farz, mekruhlara karşı direnç göstermek için nafile, tehlikeli eziyetlere, mal, can ve ırza yapılan saldırıya sabır, haramdır.
Sayfa 171Kitabı okudu
Reklam
86 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.