Bir gün tanışacağız, arkadaşlığımızın arkadaşlık düzeyin­de kalmayacağını bilerek arkadaş olacağız, sonra sevgili. Bir ay, altı ay, üç yıl. .. Sonra ben, bir akşam ya da sabah ya da gece yarısı, henüz sen beni terk etmemişsen tabii, herhangi bir neden belirtmeden çekip gideceğim. Çünkü veda konuş­malarını beceremem.
"Eğer bir şeyi bütün olarak görebilirsen," dedi, "hep güzelmiş gibi görünür. Gezegenler, yaşamlar... Ama yakından bakıldığında bir dünya yalnızca toz ve kayadan oluşur. Günden güne yaşam daha da zorlaşır, yorulursun, ritmi kaçırırsın. Uzaklığı ararsın-ara vermeyi. Dünyanın ne kadar güzel olduğunu görmenin yolu, onu ay gibi görmekten geçiyor. Yaşamın ne güzel olduğunu görmenin yolu ölümün bakış açısından bakmaktan geçiyor." "Urras için iyi. O orada ay olarak kalsın- onu istemiyorum! Ama bir mezar taşının üzerinde durup, Yaşamanın bakıp 'Ne güzel!' demeye yokum. Onu burada, yaşamın ortasında, şimdi görmek istiyorum. Sonsuza umurumda değil." Shevek gülümseyerek "Sonsuzlukla ilgisi yok," dedi - gümüşi renkte, gölgeler içinde, zayıf, tüylü bir adamdı. "Yaşamı bütün olarak görmek için tek yapman gereken şey, onu ölümlü olarak görmek. Ben öleceğim, sen öleceksin; başka türlü birbirimizi nasıl sevebilirdik ki? Güneş de bir gün sönecek, başka türlü nasıl patlamaya devam edebilir?"
Reklam
Yıldızlı bir gece, ay da vardı; Sen gülümseyince, Yüreğimde bir balık oynadı.
Ruhun mu ateş yoksa o gözler mi alevden? Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu. Pervane olan kendini gizler mi alevden? Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu. Gün senden ışık alsa da bir renge bürünse, Ay secde edip çehrene yerlerde sürünse, Her şey silinip kaybolurken nazarından, Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse...
Çevresine bakındı, "Altından bir yatak odam var," dedi kendi kendine alçak sesle ve uyumaya hazırlandı; fakat başını tam kanadının altına sokarken üstüne büyük bir su damlası düştü. "Ne garip şey!" diye bağırdı. "Gökyüzünde tek bir bulut yok, yıldızlar berrak, ışıl ışıl, gene de yağmur yağıyor. Avrupa'nın kuzeyinin
Dünyanın en güzel yeşili...
Gün senden ışık alsa da bir renge bürünse; Ay secde edip çehrene yerlerde sürünse; Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan, Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse...
Sayfa 76 - GERİ GELEN MEKTUP
Reklam
O halde dünya da birgün soğuk bir ceset olacak, dostum. Yaşanamaz bir hale gelecek ve tıpkı uzun süre önce yaşam sıcaklığını kaybetmiş olan ay gibi ıssız kalacak.
Gün senden ışık alsa da bir renge bürünse, Ay secde edip çehrene yerlerde sürünse.
Sayfa 115 - Ötüken NeşriyatKitabı okuyor
" O halde..." dedi Sabahattin ve kadehini kaldırdı. "İnhisarlar İdaresi ve Hususi Fevkalâde Rakı'nın ve tabii bir de devletin kasasına giren verginin şerefine. İnşallah önümüzdeki ay bana da maaş olarak geri dönecek.
Değişmek, sanıldığı kadar kolay değildir. İnsanın hiç bilmediği bir şehre gitmesi gibidir. Değişip farklı biri olmak da bazen insanları korkutur. Bu yüzden, içimizde hep değişmeye karşı bir direnç vardır. Bu direnç, bizi kontrolsüz biçimde değişmekten korumak içindir.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.