Vaktiyle üstüme saldırmayı bir yırtıcı kuş avı sanıp kahramanlık taslayanlar, şimdi birer birer yanıma sokulup gagamı okşuyorlar. Ama ben hâlâ mücadelemde devam ediyorum. Kime karşı bilir misin? Kendime karşı! Hem öyle bir öfke, öyle bir nefretle ki aynada gördüğüm yüzüme tüküresiye kadar...
Tüm zamanlar boyunca, derinlikli insanların hayvanlara merhamet etmelerinin nedeni, yaşamdan acı çekiyor oluşları ve acının dikenini yeniden acının kendisine yöneltecek ve onun varlığını metafizik olarak anlayacak güce sahip olmayışlarıdır; anlamsızca acı çekildiğini görmek, ta derinlerden öfkelendirir insanı. Bu yüzden, yeryüzünün birden fazla
Sayfa 41
Reklam
Bu İşte Bir Yalnızlık Var
İnsan aynada gördüğü kişiye hayatı boyunca değişik duygular bekleyebiliyor. Bazen nefret ediyoruz kendimizden, bazen neredeyse şefkat duyuyoruz. Varolmanın anlamlı bir şeymiş gibi göründüğü anlar var, bir de aldığımız tek bir nefese bile bahane bulamadığımız zamanlar. Bunlar hayatımızın içinden akıl sır ermez bir sırayla, fener alayları gibi geçip gidiyor. Üstelik zamanla bir şeylerin değişeceğini ummak da galiba boşuna. Aynayla aramızdaki fırtınalı ilişkinin belki de zamanla ilgisi yok.
Sayfa 68 - Doğan KitapKitabı okudu
Mahkûmun üzerine ışık vursun diye kafasının üzerine ayna konmuştu. Bu aynaya nice hainlerin, garibanların bedenleri yansımıştı da , hem aynadaki hem de yeryüzündeki mevcudiyetleri yitip gitmişti. Okyanusun, ölülerini bir gün geri vereceği gibi, bu aynada bir zamanlar yansıtmış olduğu bedenleri geri getirseydi , şu sefil yer hayaletten geçilmezdi.
Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki Satırlar
Ben İsmet Özel, şair, kırk yaşında. Her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar ben yaşarken koptu tufan ben yaşarken yeni baştan yaratıldı kainat her şeyi gördüm içim rahat gök yarıldı, çamura can verildi linç edilmem için artık bütün deliller elde kazandım nefretini fahişelerin lanet ediyor bana bakireler de. Sözlerim var köprüleri
"Roman kahramanlarının bize benzemesi gerekmez. Bizim başımızdan geçenleri yaşaması hiç gerekmez. Onlar sadece bizim hislerimizi, bir zamanlar bizi çok derinden etkileyen şeyleri dillendirirler. Aynaya bakmak gibidir yazmak. Ama aynada gördüğümüz yüz bize ait değildir. Anlattıklarımız bize ait değildir ama bizim en derinimizden gelmektedir."
Sayfa 58 - Can YayınlariKitabı okudu
Reklam
Belki de Sevgiliye hiç Ulaşmayacak bir Mektup ;(!)
UNUTMADIM Çenendeki çocukluktan kalma haylaz bıçak kesiğini, yokuş aşağı giderken uçabildiğini sanıp ellerini gökyüzüne açtığın bir bisiklet kazasından geriye kalan dizlerindeki yaralan, annenden hiç kopamamışsın gibi göbek deliğinde öylece bekleyen o kapkara beni unutmadım. Alnındaki çizgileri elinle yoklamanı, aynada kendini dalgın dalgın
İnanayım mı gözlerime? Görünüyor mu ruhumun derinliklerinde Güzelliğin alabildiğince fışkıran pınarı? Ulaştırıyor beni bu korkunç gezim en yüce hedefe. Bir hiçlikti dünya eskiden, kapalıydı gözlerime! Ne oldu peki rahipliğimden beri? Arzulanmaya değer, sağlam, sürekli şimdi! Kalmasın nefes alacak gücüm, Vazgeçersem senden eğer. Esir alan düşlerimi bir zamanlar, Sihirli aynada gördüğüm o güzellik bile, Kaldı bir hiç, bu güzelliğin yanında. Borçluyum sana tüm yaşam gücümü, Tutkumun kaynağını, Hayallerimi, arzumu, sevgimi, çılgınlığımı!
Sayfa 326
_Rüya, gören olmadan da var olabilir. Rüya gören olmadan rüya mevcut olduğunda ise bu özgün gerçeklik gibi gelir. Siz yoksunuz ama kozmik bir akıl var. Brahma var. Bu yüzden bütün alemin Brahma'nın gördüğü bir rüya olduğunu söylerler. Bütün bu dünya bir rüyadır, bir mayadır. Ama bu her şeyin, tümün bir rüyasıdır. Kişisel bir rüya değildir.
256 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.