"...kusursuz insanların gözlemlerini ve sonuçlarını göz ardı etmek akılsızlık olur, ancak işe onlarla başlamam benim için büyük bir dezavantaj. Bu kadar yetkin, bu kadar saygın fikir ve değerlendirmeler insanın yaratıcı güçlerini yapay bir baskı altına alır."
Sayfa 78 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Başarılı olanlara aşşırı derecede hayranlık duyuyoruz ve başarısız olanları aşırı derecede göz ardı ediyoruz. Ve en önemlisi, fazlasıyla pasif hale geliyoruz. Bizler kimin başarılı olup kimin başarılı olmadığını belirlemekte her birimizin ne kadar büyük bir rol oynadığını gözden kaçırıyoruz; "biz" derken toplumu kastediyorum.
Sayfa 35 - MediaCatKitabı okudu
ERKEN MODERN VENEDİK'TE CASUSLUK: BİR MESLEK MİDİR?
Venedik devleti adına en karmaşık casusluk faaliyetlerini yürütmek üzere fark edilemez hatta görünmez popolani'nin kullanılması, uluslararası tarih uzmanı Scott Lucas'ın "devlet-özel ağları" olarak adlandırdığı hususiyeti hatırlatmaktadır. Geniş anlamıyla devlet-özel ağ kavramı, istihbarat toplama, uzlaşma inşası ve hatta propaganda amacıyla devletle bağımsız vatandaşlar arasındaki iş birliğine dayalı ortaklığı tanımlamaktadır. Esas olarak Lucas'ın CIA ve Soğuk Savaş'a dair çalışmasından ortaya çıkan bu tabir, büyük oranda günümüz siyasetiyle alakalı olsa da, tabirin görünüş itibarıyla hususî vatandaşların ya da tebaa mensuplarının devletin emri üzerine "hükûmet faaliyetinin kaynağını karartmak" amacıyla istihbarat toplayıcı ve casus olarak çalıştıkları Venedik devletiyle benzerliğini göz ardı etmek oldukça zordur. Ancak onlar, amatör statülerinin ve toplumsal ve siyasî görünmezliklerinin arkasına saklanarak Venedikli yetkililer için daha fazla inandırıcı inkâr ihtimalini ortaya koymaktadırlar.
Sayfa 309Kitabı okudu
Seçkinlerin en küçük sıkıntıları için bir bardak suda fırtına koparılmasına, acılarının en tumturaklı sözlerle bir faciaya dönüştürülmesine karşın, yoksulların çektikleri tümden göz ardı edilir; oysa alt tabakadan insanların bazılarının bir günde yaşadığı güçlükler, soyluların tüm yaşamları boyunc çektikleri acılardan daha fazladır.
Zaten vatanperverlik, yani fanatiklik, ulusal çıkarların göz ardı edildiği, sahtekarlığın ve milyonlarca insanın acı çekmesine kayıtsızlığın görüldüğü yerlerde bulunur. Vatanperverliğin büyük bir kısmı gurur, daha büyük bir kısmı ise savaşçılıktır. Yani vatanperverlik genellikle kavgaya her an hazır olmak demektir.
Başarı konusunda tercih ettiğimiz düşünce biçiminin sonuçlarını görüyor musunuz? Başarıyı böylesine derin bir biçimde kişiselleştirdiğimiz için, diğerlerini en yüksek basamağa çıkarma fırsatlarını kaçırıyoruz. Kuralların başarıyı engellemesine neden oluyoruz. İnsanları daha en başından başarısızlığa mahkum ediyoruz. Başarılı olanlara aşırı derecede hayranlık duyuyoruz ve başarısız olanları aşırı derecede göz ardı ediyoruz. Ve en önemlisi, fazlasıyla pasif hale geliyoruz. Bizler kimin başarılı olup kimin başarılı olmadığını belirlemekte her birimizin ne kadar büyük bir rol oynadığını gözden kaçırıyoruz; 'biz' derken toplumu kastediyorum.