Bu dünyadaki en büyük sır insandır
Bu dünyadaki en büyük sır insandır. İnsanın var oluş sırrını aşikâr etmek için aşk ateşine ihtiyaç vardır. İnsan tabiatının gizliliklerini ortaya çıkarmak için derin muhabbet ve yoğun özlem gerek, yani hayatın sırrını açıklamak için aşk gerek...
Özlem çok büyük bir duygudur. Ama kavuşmak gibisi yoktur..
Sayfa 167 - Destek yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sana olmayan özlem bir şeye benzemiyor...
Yüreğimin tam ortasında büyük bir yorgunluk var. Asla olamadığım kişi beni üzüyor, ondan bana kalan anılardan neye olduğunu anlayamadığım bir özlem kabarıyor. Umutlara ve kesin inançlara çarpıp düştüm, benimle birlikte bütün batan güneşler de düştü.
İçinde bulunduğu anın tadını gerçekten çıkarmadığı, o anı gerçekten yaşamadığı, kendi kendine hiç, “işte! Bu an, bugün tam istediğim gibi! O eski güzel günler gibi bunlar ve şu anda gerçekleşiyor. Bu anda kalayım, burada kök salayım,” demediği doğruydu. Hayır, hayatın en lezzetli kısmını daha bulmadığına inanmış, hep geleceğe, daha yaşlı, daha büyük, daha zengin olacağı zamanlara imrenmişti. Ve sonra kıyamet kopmuştu, tersine dönüş, geleceğin ani ve felaketi andıran biçimde yerilmesi, eskiye özlem başlamıştı.
Sayfa 115Kitabı okudu
Cennet, dünyada ekilen hayır ve iyilik tohumlarının sümbüllenerek ebedileştiği bir yerdir. Cennette korku, endişe, hastalık ve yorgunluk yoktur. Oradaki insan fiziksel ve psikolojik bütün problemlerden arınmıştır. Özlem ve hayallere ulaşmanın memleketidir orası. Mutluluğun hem sürekli hem de zirvede olduğu yerdir... İnsanın sıkışıp kalmadığı, itilip kakılmadığı, zahmet ve zorlukların onun yakasından tutmadığı bir yaşamdır cennet yaşamı... Cennete ermek demek, akılda ve bedende kesintisiz ve eksiksiz bir sağlığa ermek demektir. Hastalıkların ve üzüntülerin hepsinden ebediyen kurtuluş demektir. İhtiyarlığın yanına sokulamadığı bitimsiz bir gençlik demektir. Yanına ölümün asla yaklaşamadığı sonu gelmez bir hayat demektir. Cennetin bir mutluluk memleketi olması sebebiyle dünyadaki sıkıntılı, zor, sarsıcı hadiselerin hiçbiri orada yaşanmayacak; insanın nimetlerle arasındaki çalış-kazan, zorlanarak elde et sistemi de orada bulunmayacaktır. İlahi ikram ve nimetlerin sürekliliğinden emin olarak yaşamak... Ömrün ve mutluluğun kesintiye uğramayacağı gerçeğinden şüphe duymadan yaşamak... Ölmek veya yok olmak endişesini hiç ama hiç taşımadan yaşamak... Yaşamak diye işte buna denir: "Ne mutlu bize ki, artık bir daha ölmeyeceğiz, değil mi? Önceki ölümümüzden başka ölüm yok; azap da görmeyeceğiz. Bu, gerçekten çok büyük bir kazançtır. Amel sahipleri böylesi bir kazanç için çalışmalıdır." (Saffat, 58-61)
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.