Benim adım yok. Çünkü ben yokum. Delirdim. Yetmedi. Delirttim. İğrendirdim. Dünya bendim.
Ben mutluyum!
Bir adım yok benim İki günlüğüm ancak. — Nasıl sesleneyim sana? Ben mutluyum Neşedir benim adım, — Tatlı neşe gelsin başına! Şirin neşe!
Reklam
Gerçekliğin doğası
Neydi gerçeklik? Nesnel bir hakikat miydi? Kolektif bir yanılsama mıydı? Çoğunluğun fikri miydi Tarihsel bakışın bir ürünü müydü? Bir rüya mıydı yoksa? Evet, öyleydi belki de. Ama şayet rüyaysa, bir türlü uyanamadığım bir rüyaydı. İnsanlar hayata ister kuantum fiziği, biyoloji, nöroloji ya da matematik gibi yapay bir şekilde bölünmüş alanların, ister aşkın gözüyle daha derinlikli bir şekilde baktıklarında adım adım saçmalığa, mantıksızlığa ve kaosa yaklaşıyorlar. Bildikleri her şey tekrar tekrar çürüyor. Dünya düz değil, sülüklerin tıbbi bir değeri yok, Tanrı yok, ilerleme bir mitten ibaret, ellerindeki tek şey şu an. Ve bu sadece büyük ölçekte yaşanmıyor. Her insan ayrı ayrı da yaşıyor bunu. Herkesin hayatında bir an var. Bir kriz. İnandığı şeylerin yanlış olduğunu söyleyen bir aksama. Herkesin başına geliyor; tek fark bu bilginin insanı nasıl değiştirdiği. Çoğunluk bilgiyi gömüp orada yokmuş gibi davranıyor. İnsanlar böyle yaşlanıyor işte. Yüzlerini kırıştıran, sırtlarını kamburlaştıran, ağızlarını ve azimlerini büzen şey bu. Bu inkarın ağırlığı. Gerilimi. Bu sadece insanlara özgü bir şey de değil. Herhangi bir varlığın gösterebileceği en büyük cesaret ya da delilik, değişme eylemi. Önceden bir şeydim. Şimdi başka bir şeyim. Önceden bir canavardım ve şimdi farklı bir canavarım. Ölecek olan ve acıyı hisseden biriyim, ama aynı zamanda yaşayacak, belki bir gün mutluluğu bulacak biri. Çünkü artık mutluluk mümkün benim için. Çünkü mutluluk acının diğer yüzünde.
Adalet Din ve müslüman düşmanı değiliz. Ben bir Türk'üm benim de bir inancım var. Ben inancımı kimseye dayatmıyor ve bu hakkı kendimde görmüyor isem başkalarının da aynı şekilde din ile alakası olmayan dine zarar veren uygulamaları kamu alanına taşıyarak bir devlet politikası haline getirmesini din diye dayatmacı tutumu doğru bulmuyorum.
"Benim bir adım yok. Adlar bireysel benliği kolektif iyiliğin üstünde tutan türlere özgü bir semptomdur."
Sevgili Geçmişim, Geçmişten geleceğe yazıldığını duymuştum ama gelecekten geçmişime yazarken bunu ilk defa benim yaptığımı düşünüyorum. Bugünlük ellerimin arasında bırakıldığında ne yapmam gerektiğini bilemiyordum. Sonra düşündüm bir gün çocukluğumu unutmamak için, daima o kız çocuğunu dinç bir şekilde hatırlamak için günlüğüme en yaralı, en
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.