Bartleby ve Benito Cereno gibi öyküye adlarını veren kahramanlar, inandırıcılığı ve okurun sabrını zorlayan bir şizofreniyi savunmayı üstlenirler. Melville'in lanetli adalarında, şeytansı esir gemilerinde, biçimsiz evlerde, yıkılan kulelerde, tıkırtı sesi gelen masalarda, ürkünç fabrikalarda, hastalıklı kulübelerde ve kentin boş tuğla duvarlarında belki de yalnız kişisel korkumuzu değil, aynı zamanda onun gerçeğini de okumuş oluyoruz. Melville'in anlatılarına duyulan inatçı ilgi, gerçeği öğrenme isteğinden başka bir şey değildir. *Herman Melville Üzerine
Sayfa 20 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Herman Melville, dergiler için öykü yazmaya ümitsizlik içinde başlamıştı. Bu ümitsizlik o denli başarılı olduğu büyük ve iddialı romanları düşünüldüğünde oldukça şaşırtıcıdır. Melville'in metinleri olmaksızın, özellikle de Yazman Bartleby'yi kapsamayan hiçbir klasik Amerikan öykü antolojisi düşünülemeyeceği gibi, Benito Cereno'yu içermeyen bir kısa roman koleksiyonu da yok gibidir. *John Updike: Herman Melville Üzerine
Sayfa 7 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Somurtkan bir canlı cenaze kasveti içinde, bir yandan da incecik tırnaklarının dibindeki etleri kemirerek son nezaket belirtisiyle de ilişkisini kesip, konuğuna sanki artık sağlıksızlığından kaynaklanan düşkünlüğü içinde bir yabancının varlığına katlanamıyormuşçasına ters ters, hatta öfkeyle baktı.
Gene kayığına doğru, açıklara bakarak oymalı korkuluklara yaslandı, ama gözleri, yeşil bir kutuyu çevreleyen düz bir çizgi gibi geminin ardısıra sürüklenen su şeridine ve aralarında düzenli geçitler bırakarak, sanki suyun altındaki bir mağaraya doğru yol alıyormuş gibi, yakınlaşa uzaklaşa dalgalar arasında yüzen geniş, oval ve yay biçimi deniz yosunlarına takıldı.
Bence, yönetmekten aciz, yalnızca adı yönetici olan birini görmekten daha üzücü bir şey olamaz.
Her şeyin bittiğini görünce hiç ses çıkarmadı, buna zorlansa bile yararı olmadı. Çehresi şöyle der gibiydi: Eylemde bulunamadığıma göre söylemde bulunmayacağım.
Sayfa 130Kitabı okudu
Reklam
Unutun. Bakın, kederli güneş hepsini unuttu ve deniz mavi, gökyüzü mavi; onlar yepyeni sayfalar açtılar.
Sayfa 128Kitabı okudu
Bence, yönetmekten aciz, yalnızca adı yönetici olan birini görmekten daha üzücü bir şey olamaz.
Ordularda, donanmalarda, kentlerde ya da ailelerde hatta doğada bilse sefalet kadar düzen bozucu bir şey olamaz.
Zencileri taşıyan bu yabancı gemide, siyahların sayısı beyazlara oranla görünümünden beklenmeyecek kadar fazlaydı. Ama tek bir dilde ve sanki tek bir sesle, bir ağızdan hep birlikte ortak bir acı öyküsünü dile getiriyorlardı.
142 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.