Namık Kemal hayranlığı ve meşrutiyet rejimine duyduğu ilgi, Tevfik Bey’in istibdat döneminde yıllarca takibine sebep olacaktı. Daha 1873'de Vatan Yahut Silistre oyununun temsili sırasındaki halkın gösterileri üzerine Namık Kemal ve bazı arkadaşları sürgüne gönderi¬ lirken Tevfik Bey de Rodos'a sürülmüştü. Bu sürgün döneminde yayınladığı yazılarında o tarihteki tek oğlu Ziya'ya nispetle (Ebüzziya) yani Ziya'nin babası adını kullanmıştı. Sonradan da bırakmadığı bu isim, ailenin soyadı olacaktı.
Hürriyet ve İtilâf Fırkası yöneticilerinin çoğu İngiliz Elçiliğine sığınmıştı. Refik Halid de oraya gitti. Ama İngilizlerin bu kalabalığı yurt dışına taşımak çabası yürümüyordu bir türlü. Elçilikten ayrılan Refik Halid kendi imkânıyla 9 Kasım günü yurt dışına çıktı. Sürgün hayatı 16 yıl sürecekti.
Reklam
Tanınmış şairimiz Halide Nusret Zorlutuna (1901-1984) çocukluk ve genç kızlık hayatının önemli kısmını Kadıköy Banliyösünde geçirmişti. Babası Avnullah Kâzimı Bey, II. Abdülhamid devrinde hapis ve sürgün cezasına uğramıştı.
Kendine sürgün Bir garip kişiyim; Sabah akşam imza veren.
Filistin♡
Mazluma sürgün evi; zâlime cihan düştü Sana meftun ve hayran, sana ram olanlara Bir belâ tünelinde ağır imtihan düştü.
Süleyman Nazif (1870-1927), Moda'nin dar sokaklarından birinde, iki katlı küçük bir evde oturuyordu. Meşrutiyetin ilânından beş, altı ay geçmişti. On iki yıldır yarı sürgün yasadığı Bursa'daki görevinden alınarak Konya’ya atanan Nazif, verilen görevi kabul etmeyerek İstanbul'a dönmüştü.
Reklam
Kadıköy toplantılarına seyrek katılan ve eski bir kurmay olan Cami Baykurt (1877-1958) zeki, kültürlü, kesin tavırlı, ilginç biriydi. II. Abdülhamid devrinde Arabistan'da ve Trablusgarp (Libya) vilâyetle¬ rinde görevli olarak bulunmuştu. Osmanlı Devleti'nin bir sürgün bölgesi olan Fizan’da kaldığı birkaç yıl içinde yaptığı gezi ve incelemeleri. Meşrutiyet döneminde yayınladığı (Sahrây-ı Kebire Doğru) isimli eserinde anlatmıştı
Sohrab'ın sessizliği Süreyya'ya da çok ağır geliyordu. Pakistan'dan yaptığımız telefon görüşmesinde, Süreyya bana Sohrab için yaptığı planlardan söz etmişti. Yüzme dersleri. Futbol. Bovling. Ama şimdi, çocuğun odasına giriyor, sepetteki açılmamış kitabı, işaretlenmemiş boy mezurasını, kutusundan bile çıkartılmamış parçalı bulmacayı görüyordu. Düşlediği yaşamın izleri. Daha sürgün bile vermeden solan bir hayalden geriye kalanlar. Yalnız değildi. Sohrab için benim de hayallerim vardı.
Aslında sansür meselesi babacığını çok seven bir genç kızın görebileceğinin çok ötesindeydi. Padişah basına sürekli müdahele ederdi; hoşuna gitmeyen kişilere gazete çıkarma izmi vermez, yazarlarını işten attırır ya da sürgün ve hapisle cezalandırırken kendisini sürekli öven Sabah gibi gazeteleri altına boğardı. Ayrıca gazetelerin hisselerini ele geçirerek, muhalif yayınların önünü tamamen kesmiş olurdu. Sadece bunula da yetinmez, yabancı gazetelere de aleyhindeki yayınları kesmeleri için epeyce para öderdi. Viyana'daki Korrespondas ve Paris'te Oriyent adlı gazeteleri çıkarttırmıştı.
Sayfa 107 - İnkılap KitabeviKitabı okuyor
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.