Kanserdik. Ölüm, hergün bir sinsi yılan gibi, dolaşıyordu derilerimizde. Uydurma davalarla kapattılar hücrelere. Hastaydık. Yurt dışına gitseydik kurtulurduk bel ki. Birbuçuk yaşındaki kızlarımızı, öksüz bırakmazdık. Önce, kolumuzu, omuz başından keserek, yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak fırlattık attık önlerine. Sonra da, otuz iki yaşında, bırakıp gittik bu dünya'yı, ecelsiz.