Cornelius Castoriadis*
Çağdaş haliyle modern uygarlığımızın sorunu, kendini sorgulamayı bir yana bırakmış olmasıdır.
Sayfa 12 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
“İnsanoğlu”, diyordu Cornelius Castoriadis 1982’de, “Kaosu kabul edemez, bunu Kaos olarak kabul edemez; Boşluk ile yüzleşemez.” İnsanların bunları kabul edememeleri ve bunlarla yüzleşememeleri “açıklanamaz”, “anlamlandırılamaz”; başka bir şeyin, bir sebebin sonucu olarak temsil edilen bu durumun kendisi, bütün anlam-yaratma telaşlarının ve tüm açıklama çabalarının kaynağı ve sebebidir ve kendisi anlamsız ve açıklanamazdır. Diyebiliriz ki, bu, saf ve “katıksız” olgunun ta kendisidir: İnsanoğlu, asla tam olarak başarılamadığı için hiç bitmeyen bir Kaos’tan kaçma çabası ile var­dır; [ve] toplum, toplumsal kurumlar ve rutinler, toplumsal imgeler ve bunların kompozisyonları, toplumsal yapılar ve bunların yönet­sel ilkeleri, bütün bunlar işte bu hiç bitmeyen ve durdurak bilme­yen kaçışın façetalarıdır. Diyebiliriz ki, toplum, muazzam ve sürek­li bir örtme operasyonudur. Fakat bu kaçışın ortaya çıkarmayı ba­şardığı en iyi şey, üzerini örttüğü Kaos tarafından sürekli olarak parçalanan, yırtılan ve katlanan ince bir düzen naylonudur. Kaos “sürekli olarak iddia edilen içkinliği -verileni, aşina olunanı ve evcilleştirileni— istila ediyor”. Ve bu istila, tıpkı “içkinliğin” kendisi gibi, her ne kadar asla tam olarak evcilleştirilmiş bir olay olmasa da günlük ve aşina bir şeydir; ve kendisini “tamamen yeninin ve radi­kal başkalığın doğuşu” ve “yıkım, yok etme ve ölüm vasıtası” ile gösterir
Reklam
Bazılarının dine duyulan gereksinim olarak adlandırdığı şey aslında, mutlak başkalığın tanınmasının insanlar tarafından reddedilmesi, kurulu anlamlandırmanın sınırlılığına, insanın girebileceği her yerde [endroit] oluşturulmuş girilemez alt alanlara, her yaşamın içinde mesken tutmuş ölüme, her duyunun içine sinmiş duyusuz çerçevelere karşılık gelmektedir.
...Militanca hoşgörüsüzlük, koyutlanmış topluluklarda müzmin ve tedavisi imkansız olan güvensizlikten kaynaklanır. Koyutlanmış topluluklar, sadece koyutlanmış oldukları için güvensizdirler. Ama daha çok, bugünlerini kuvvetlendirmek ve geleceklerini sağlama bağlamak uğrunda ne yaparlarsa yapsınlar ebediyen koyutlanmış halde kalacakları için kendilerinden emin değildirler; Cornelius Castoriadis'in dediği gibi, "kişinin benmerkezci kalesinin en derin girintilerinde bir ses, tatlı tatlı ama yorulmak bilmeksizin, duvarlarımız plastikten, akropolimiz kağıttan yapılma diye söylenir durur."
14 öğeden 11 ile 14 arasındakiler gösteriliyor.