" Gazetelerin birinci sayfasında yalnız reklamlar var artık. BEYİN YIKAMAK! İç sayfalar uzay yolculuklarına, gün geçtikçe çoğalan televizyon eleştirilerine ayrılmış. Cicili bicili kuponlar da boy gösteriyor. ' Bin kupon biriktirene bedava dünya gezisi, on bin kupon kes apartman katı kazan. ' Bizi iyiden iyiye enayi yerine koyuyor bu zengin patronlar be! Kumaş verenler, hayat sigortaları, paralar, otomobiller derken tüm ülkeyi tatlı düşler içinde uyutacaklar. "
giriş
Nedensellik ilkesi, bilimsel bir yasa değildir; ancak onsuz bilim olamayacağı da gerçektir. İnsanı incelerken, bu ilkeye en önce başvuran Freud oldu; hiçbir zihin olgusu rastlantı değildi, her şeyin bir nedeni vardı. Psikolojide Freud'dan önce gelenler, insan davranışlarını, akıl buyrukları ile içgüdelerin oluşturduğunu düşünmüşlerdi. Her olayın bir nedeni olduğu kesindi; öyle olaylar vardı ki, nedeni veya nedenleri biliniyor, ya da kolayca varsayılabiliyordu; kimi de rastlantı işiydi; birbirinden ayrı, görünürde önemsiz nedenlerden, çağrışımlardan doğuyordu ki bunları incelemek hem boşunaydı, hem de olanaksız. Freud, alışılagelmiş bu gerekirciliğe karşı çıktı. Histeri vakalarında akıldışı gibi görünen belirtilerin, bireyin zihninde mantıksal bir süreklilik izlediklerini görmüştü, bunların kaynağı dışta değildi; hastanın, birtakım şeyleri bastırmasının, içe atmasının sonucuydu. Rastlantı işi değildi bunlar; nedenleri araştırılarak, analiz edile­ rek ortaya çıkarılabilirdi. Dil sürçmeleri, düşler gibi, görünürde rast­ lantı işi olaylar analizle incelenebilirdi.
Sayfa 11 - Payel YayıneviKitabı okudu
Reklam
Bizleri iyiden iyiye enayi yerine koyuyor bu zengin patronlar be! Kumaş verenler, hayat sigortaları, paralar, otomobiller derken tüm ülkeyi tatlı düşler içinde uyutacaklar.
Tanı koymaya alışık değilsin ve bunu yapmak da istemiyorsun. Seni rahatsız eden, seni duygulandıran, seni korkutan, ama bazen de coşturan şey başkalaşmanın aniliği değil, aksine, bunun bir değişim olmadığı, hiçbir şeyin değişmediği, -bunu ancak bugün bilsen de- öteden beri böyle olduğu duygusu, o belirsiz ve ezici duygu; çatlak aynadaki bu yüz senin yeni yüzün değil, maskeler düştü sadece, odanın sıcaklığı onları eritti, uyuşukluk onları yerinden söktü. Doğru yolun, güzel kanaatlerin maskeleri. Bugün artık pençesine düşmüş olduğun şey hakkında yirmi beş yıldır hiç mi bir şey anlamadın? Kendi tarihinde hiç mi çatlaklık, zayıf nokta görmedin? Ölü zamanlar, boş geçitler. Geçici ve yürek paralayıcı arzu, artık bir şey duymama, bir şey görmeme, sessiz ve hareketsiz kalma arzusu. Saçma sapan yalnızlık düşleri. Körler Ülkesi'nde başıboş dolaşan, bellek kaybına uğramış biri: geniş ve boş sokaklar, soğuk ışıklar, bakışın şöyle bir değişip geçeceği dilsiz yüzler. Sana ulaşılamazdı asla.
"Insanlar, sıkıntılı bir durumla karşılaştıklarında temkinli davranırlar ve uygun seçeneği uygulayıp adımlarını ona göre atarlar. Lâkin birbirleri ile olan ilişkilerinde aynı sıkıntı karşısında aynı davranışı göstermeleri zordur. "
"Uyandığınız zaman zaten Düşler Ülkesin 'e varmış olacaksınız. Gerçek dünyanız, düşlerinizi gerçekleştirebileceğiniz tek yerdir. Bunun için uyanmak ilk şarttır. Siz, siz olun, hayallerinizi hiçbir zaman ertelemeyin."
Reklam
573 öğeden 371 ile 380 arasındakiler gösteriliyor.