Surlar yine mağrur, yine başları gökyüzüne değiyordu. Ama biraz örselenmiş gibiydi. Her tarafında ince ince kan sızıyordu. Başımı kaldırıp fısıltıyla sordum: Ne oldu sana Diyarbakır. Bu halin ne böyle? Surlar gözlerini kısıp cevapladılar: Yok bir şey, kızılcık şerbeti içtim.
Sırrını Surlarına Fısıldayan Şehir
Diyarbakır surları, sırlar mabedidir. Bir sır saklıyor. Bugüne dek sırrını kimselere açmadı; kim bilir, belki bir gün özenle sakladığı gizini, onu hakkıyla sahiplenenlere sunar.
Reklam
Vastani, Nergizi ve Seklan, Derwaze, Omeri ve de Meydan Sen de bu güzergahlarda dolaşıyorsun, Ben kaldım yek başıma bu yerlerde, ovalarda.
Sıkça söylenir, "dünyada Çin Seddi'nden sonra Diyarbakır surları ikincidir" diye. Ciddi yanlış ve yanılgıdır. Çin seddi adı üstünde "set". Herhangi bir sanat yapısı olmayan, daha çok kuzeyden gelen Moğol akınlarından korunma amaçlı, yığınsal uzunca bir taş yapı. Oysa Diyarbekir Surları öyle mi? Tümüyle sanat yapıtı. Bu yanlışın son kez dillendirilmiş olması dileğimle...
Bazalt bir ölüm şimdi çepeçevre Üstelik feci bir kar kanla karışık Adımız Kendimizden önce öksüz kalan Dört kapısı açık Diyarbekir'de.
Her gün, bir önceki günü arıyoruz. Bugün çok katlı blok plancılarının yaptığı kişiliksiz ve kimliksiz yapılar, Suriçi kentinin tarihsel dokusunun kanayan yaralarıdır, mezar taşlarıdır. Aynı şekilde hiçbir rölöveye, projelendirmeye dayandırılmadan, orjinal durumuna bakılmadan yapılan sur onarımları da bu yıkımın bir parçasıdır.
Reklam
651 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.