Aşk bazen uçar, bazen yürürmüş; kimininki koşar, kimininki ağır ağır ilerlermiş; bazılarını hafif ısıtır, bazılarını yakarmış; birini yaralar, ötekini öldürürmüş; bir anda tutku yarışını başlatır, aynı anda bitirirmiş; sabah kuşattığı kaleyi akşamına düşürürmüş; çünkü hiçbir kuvvet aşka direnemez.
Esprili, gülünç şeyler yazmak, büyük deha işidir; tiyatroda en çok zekâ gerektiren rol, aptalın rolüdür, çünkü başkalarını saf olduğuna inandırmak isteyen kişi, kesinlikle saf olmamalıdır.
Reklam
Ne türden olursa olsun, hikâyeler, kitaplar yazabilmek için gelişmiş bir sağduyu ve olgun bir zekâ şart.
Devleri öldürerek gururu öldürmeliyiz; cömertlik ve yüce gönüllülükle haseti; serinkanlılık ve ruh huzuruyla öfkeyi; az yiyip çok uyanık kalarak oburluk ve uykuyu; irademizi tâbi kıldığımız sevgiliye olan sadakatimizle, sefahat ve şehveti öldürmeliyiz.
Ah şeytan! Ah doymak bilmeyen muhteris nefsim! İkiniz ne de kötü arkadaşlarsınız.
Talihin iyiyse arkadaşın çok olur, ama bir bulutlandı mı havalar, kalırsın yapayalnız ortada.
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.