İki arkadaş
İki arkadaş ormanda yürüyordu. Birdenbire önlerine bir ayı çıktı. Birisi koşup kaçtı, bir ağaca tırmandı, kendini gizledi. Öteki ise ortada kalakaldı. Ne yapabilirdi ki? Ancak yüzükoyun yere yatıp ölü taklidi yaparsa belki kurtulurdu. Düşündüğünü de yaptı. Ayı gelip onu koklamaya başlayınca da soluğunu tuttu. Ayı çekip gidince, ağaca tırmanmış olan inip arkadaşının yanına geldi. Gülerek, "Söylesene," dedi, "ayı senin kulağına ne fısıldadı?" "Ne mi fısıldadı? Bana, arkadaşları tehlikedeyken kaçıp giden kişilerden sakınmamı söyledi!"
Sayfa 23 - Can Çocuk YayınlarıKitabı okudu
Kral ile Köylü
Kral, bir gün ormanda gezerken bir köylüye rastlamış. Köylü ağaç kesiyormuş. ... "Ailen kalabalık mı?" diye sormuş Kral. "İki oğlum, iki kızım var." "Kalabalık bir aile sayılmazsınız," demiş Kral. "Paranı ne yaparsın?" "Paramı üçe bölerim," demiş Köylü. "Birinci bölümü borçlarıma gider. İkinci bölümünü borç veririm. Üçüncü bölümünü de havaya atarım." Kral, düşünmüş düşünmüş köylünün ne demek istediğini anlayamamış. "Borcumu öder, anamla babama bakarım," demiş Köylü. "Borç verir, oğullarımı beslerim. Havaya atar, kızlarıma bakarım." "Keskin bir zekan var, ihtiyar," demiş Kral. ...
Can Çocuk YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Erik Çekirdeği
Anne o gün erik almıştı. Yemekten sonra verecekti çocuklara... Yemeğe oturmadan önce tabaktaki erikleri sayan anne, bir tanesinin eksikliğini görünce, babaya haber verdi. Yemek yenirken, baba söze başladı: "Evet, çocuklar! İçinizden erik yiyen oldu mu?" Herkes, "Hayır!" dedi. ... O zaman baba, sözlerini şöyle sürdürdü: "İçinizden birinin habersizce bir erik yemesi hoş bir şey değil. Ama asıl önemli olan şu: Bu eriklerin içinde küçük taşlar var. Erik yemesini bilmeyen biri, bu taşları yutabilir ve ertesi gün de yüzde yüz ölür. İşte ben bundan korkuyorum." Vanya bu kez sararmıştı. "Ama ben çekirdeği pencereden attım," dedi. Herkes gülmeye başlığında Vanya ağlıyordu.
Can Çocuk YayınlarıKitabı okudu
Dürüst Kadı
... Ertesi gün mahkeme tıklım tıklım doluymuş. Herkes kadı ne cevap verecek diye merak içindeymiş. ... "Ata gelince. Sahibinin kim olduğunu söylemek doğrusu zordu. Bu nedenle sizleri ahıra götürdüm. Bilmek istediğim, hanginizin atı tanıyacağı değil, atın kimi tanıyacağı idi. Sen ata yaklaştığında, başını sana çevirdi, boynunu uzattı. Oysa dilenci ona dokunduğunda kulakları geri devrildi, huysuzlandı. O zaman atın gerçek sahibinin sen olduğunu anladım. " ...
Cam çocuk yayınlarıKitabı okudu
Kurt ile Yaşlı Kadın
Karnı acıkan kurt, yiyecek bir şeyler aramaya çıkmış. Köyün sonundaki küçük kulübenin oradan geçerken, küçük bir oğlanın ağladığını duymuş. Yaşlı bir büyükanne, oğlana, "Susmazsan seni kurda veririm!" diyormuş. Kurt hemen durmuş. Kulübenin önüne oturmuş, Küçük oğlanın kendine verilmesini beklemeye başlamış. Akşam olmuş, kurt hala bekliyormuş. Derken, yaşlı kadının sesi duyulmuş: "Sakın ağlama küçüğüm, seni kurda falan vermem. Hele o koca kurt buraya gelmeye kalksın, onu hemen öldürürüm!" Kurt yerinden doğrulmuş. "Buradaki insanlara da güvenilmiyor," diye düşünmüş kendi kendine. "Bir söyledikleri bir söylediklerini tutmuyor." Yavaşça kasabadan uzaklaşmış.
Can Çocuk YayınlarıKitabı okudu
Dile uzak, doğaya uzak, insana uzak, kültüre uzak, yaşadığı zamana uzak insanın kendi özüne yakın olmasını beklemek, çekirdeği toprakla buluşturmadan topraktan bize bir erik ağacı vermesini beklemek gibidir.
Reklam
Şimdi anladı ki , ancak kendini önemsemeyi bırakıp kendi kalbini temizlediğinde başkanlarının kalbini de temizleyebiliyorsun.
“Kötülüğü uzaklaştırmak için ne kadar çok çabalarsam, kötülük o kadar çok yaklaşıyor.”
Sayfa 70 - Can yayınlarıKitabı okudu
Ben de çok erik çekirdeği verdim ona, “örtmenim, sizin zerdaliler büyüyor“ derdi zaman zaman.
"Buradaki insanlara da güvenilmiyor," diye düşünmüş kendi kendine. "Bir söyledikleri bir söylediklerini tutmuyor."
Sayfa 26 - Can Yayınları/50. Basım: Ekim 2023, İstanbul
266 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.