6-7 Eylül tertipcileri bir bir açığa çıkmıştı zamanla... Kızgın toplulukları kışkırtarak infial yaratan Kıbrıs Türktür Cemiyeti, Menderes Hükûmeti'nin güdümündeydi
- Tabiî... 6-7 Eylül de bir Özel Harp işidir ve muhteşem bir örgütlenmeydi. Amacına da ulaştı.
Reklam
6 ve 7 Eylül günlerinde süren olayların bilançosu korkunçtu: 3 kişinin öldürüldüğü, 30 kişinin yaralandığı saldırılarda, 73 kilise, 1 fabrika, 8 ayazma, 2 manastır, 3.584'ü Rum vatandaşlara ait olmak üzere 5.538 gayrimenkul tahrip edilip yakılmıştı
6-7 Eylül olayları
Göstericiler, "Kıbrıs Türktür, Türk kalacaktır. Rumlar ittir it kalacaktır" diye slogan atıyorlardı sürekli.
Bir hafta sonra: 5 eylül 1955'te Atatürk'ün Selanik'teki evine bomba atıldı!
23 eylül 1949 tarihinde BBC; Irak, İran ve Türkiye'nin solculuğa karşı polis ve haberalma kuvvetleriyle tedbirler almak için, birlikte çalışmaya karar verdiklerini açıkladı.
Reklam
Eylül toparlandı gitti işte Ekim filan da gider bu gidişle
“Evet, kim bilir sizde de neler vardır? Uyuyan veya gizlenmiş neler vardır?”
Sayfa 84 - PdfKitabı okuyor
“Ya ben! Ben ne yapayım?” Ah niçin o sürekli böyleydi? Dünyada sessizlik ve rahatın hep şüpheden doğduğunu görüp kendini üzen şeylerin de hep kendi hayal gücünün, kendi yaptıklarının ürünü olduğunu düşünerek, kendine, ruhuna karşı bir şey yapamadığından kendini düzeltmek için bir çare bulamadığından deliren bir öfke ve kızgınlık duyuyordu. Önce birden uçmak için gökyüzünü yeterli bulmayan bir şiir, bir yüce emel, bir masum arzu ile boğulur, o zaman bir hiç için canını verecek hâle gelirdi. Fakat sonra yine o hiçlerden biriyle bütün uçma arzusu yaralanır, bütün araştırması her şiiri bir yara yapan bütün inceleme melekeleri uyanır, hayatın, dünyanın insanların, ruh ve kalbin ne olduğunu soğukkanlılıkla, kendine karşı bile düşmanca, bir parça bile şiire yenilmeyerek, arzularının ne iğrenç, emellerinin ne gülünç, başarılarının ne miskin, bütün mutlulukların, neşelerin ne kadar süslü olurlarsa olsunlar ne pis olduğunu düşünmekten doğan ümitsizlik ve korku ile yıkılır, sisli, küflü kalırdı. Ah, ara sıra ruhunu heyecanla titreten o temiz sevgi ve şiir sürekli olsaydı... Herkes gibi o da hayatı sade, renkli, günahsız gözlerle görseydi... Hayat onu kollarının arasına alıp tırnakları, dişleriyle paralayarak bu hâle getirmemiş olsaydı...
Sayfa 82 - PdfKitabı okuyor
Kendi varlığını sürdürmesini sağlayacak stratejiler peşinde olan kapitalist ve sömürgeci Batı’nın iç çelişkilerini irdelediği­mizde, 11 Eylül 2001’in gizli kalmış anlamını buluruz.
Sayfa 23 - Pınar YayınlarıKitabı okuyor
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.