"Çocukken gözün gördüğü her şeyi severdim, gençken yüreğin hissettiği her şeyi severdim, büyüdüm ve artık hiçbir şeyi sevmiyorum. Ama ruhum boş değil, içinde neler var neler! Ah keşke şahit olsanız şu zayıf mı zayıf, şu halsiz mi halsiz, şu aciz mi aciz, şu bitap mı bitap, şu harap mı harap yürekte amansızca savaşan gönül ordularına, ölümüne çarpışan öfke dalgalarına, sevda dalgalarına!"
Sayfa 13 - SELKitabı okuyor
… eksik olan mutluluk, fazla yükseklerde dolaşan düşleri, fazla dar evi ona dert oluyordu.
Sayfa 137 - Can, 25. Basım
Reklam
o büyük isteklerle, öfkeyle, kinle doluydu. Bu dik pilili giysi, altüst olmuş bir yürek saklıyor, bu pek terbiyeli dudaklar, içindeki fırtınayı anlatmıyorlardı.
Sayfa 136 - Can, 25. Basım
Dudakları gülümsüyordu. Yürek vuruşları yavaşladı; bir bir, her seferinde daha belirsiz, daha hafif -tıpkı suyu kesilen bir pınar, yitip giden bir yankı gibi.
...sonra gözünün önüne yitip gitmiş günler geliyor ve kimi önemsiz olayları, en ince ayrıntısına dek anımsıyordu; üstelik hiç acı duymadan ve büyük bir dinginlik içinde.
Kendine gelmesi kolay olmadı; ya da belki bu olayın etkisinden hiçbir zaman kurtulamadı.
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.