resim konuşuyor - biz din­lersek.
Resim müzelerinde başka dönemlerin görünü­rüyle karşılaşıyoruz ve o bize yoldaşlık ediyor. Her gün belirip kaybolduğunu gözlerimizle gördüğü­müz şeyin karşısında kendimizi daha az yalnız hisse­diyoruz. O kadar çok şey aynı görünmeye devam edi­yor ki: Dişler, eller, güneş, kadınların bacakları, ba­lıklar... Görünürün aleminde tüm çağlar kardeşçe, birarada varoluyorlar, aralarında yüzyıllar, binyıllar da olsa. Ve eğer resmedilmiş imge bir kopya değil de bir diyaloğun sonucuysa, resim konuşuyor - biz din­lersek.
Sayfa 38 - Metis Yay. Birinci Basım: Kasım I 999
Aslında ressam bir alıcıdır. Yaratma gibi görünen şey, aldığına biçim verme fiilidir.
Sayfa 34 - Metis Yay. Birinci Basım: Kasım I 999
Reklam
Git normal bir hayat yaşa ve bana güvenme. Ya güvenmek istersem? Her şeyi unut ve bende - beni bul!
Sayfa 34 - Metis Yay. Birinci Basım: Kasım I 999
17. yüzyılda Wrocklau'da yaşamış bir tıp doktoru olan Silesius, görülen ile gör­me arasındaki karşılıklı bağımlılık üzerine mistik bir şiir yazmış: "Larose qui contemple ton aeil de chair A fleuri de la sorte en Dieu dans l'eternet" ("Senin etten kemikten gözünü seyreden gül Böylece çiçek açtı sonsuzdaki Tanrı'da")
Sayfa 33 - Metis Yay. Birinci Basım: Kasım I 999
"Fırça", der 17. yüzyılda yaşamış büyük Çinli manzara ressamı Shitao, "nesne­leri kaostan kurtarmak içindir."
Sayfa 32 - Metis Yay. Birinci Basım: Kasım I 999
Yaklaşmak, geleneği, şöhreti, mantığı, hiyerarşi­leri ve benliği unutmaktır. Abuk sabuk olmayı, hat­ta çıldırmayı göze almaktır aynı zamanda.
Sayfa 31 - Metis Yay. Birinci Basım: Kasım I 999
Reklam
814 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.