Medrese baskısının kuvvetli hissedildiği yerlerde entelektüel bir kontrol gücü tarikatları üzerinde son derece müessir olmuş bulunuyor.fakat kontrolün bulunmadığı yerlerde tekkelerin her türlü batıl itikat ve putperestlik unsurlarıyla dolduğu görülüyor.Kuzey Afrika tarikatlarının dejenere olmasının en büyük sebebi kitabın standartları yerine, kalbin semboller dünyasına hakim kılmalarıdır.
Muhittin ibni Arabi panteist felsefesi esas itibariyle ahlaki ve psikolojik neticeler ile ilgili olan tasavvufu bir metafizik sistem haline getirmiş,böylece sufilik kendi başına hakikatleri peşinde gezmek itibariyle dinden ayrı bir sistem oldu.arabi, gazalinin zıt kutbunu temsil etmekteydi.Gazali de tasavvuf Kur'an ve sünnetin getirdiği hakikati subjektif tecrübelerinde yaşamanın bir yolu iken, Muhittin arabide ise Kur'an ve sünnet hakikatin ncak bir parçasıydı ve Sufi kendi başına hakikatlere erişebilen insandı.Bu bakış açısı 20.yüzyılda ebedi felsefe denen görüşe mensup batılı mütefekkirlerin bakışına benzemekteydi. bunlara göre ilahi hakikat tarihin çeşitli devrelerinde çeşitli yerlere mensup kimseler tarafından tebliğ edildi.Hz Muhammed'in tebliğe hakikatti ama mesela budanın konfüçyüsün tebliğleri de hakikatti.
Reklam
İsmail'i doktorunu ihvanı Safa felsefesinin birer kopyasıdır.yine eflatuncu nazarıya tanrı'dan mehdi'ye kadar ismail'i hiyerarşisini temsil edecek bir kalıba döküldü.önemli bir husus da hakikatın zahirde değil,batında olduğu ve peygamberin zahiri,velilerin batını temsil ettikleri iddiasıdır.böylece peygamber şeriatı ,Ali ve ondan sonraki imamlarda hakikati temsil etmekteydi. hakikat ise şeriatın üzerinde olmak itibarıyla Veli'nin nebiye üstünlüğü ortaya çıktı.
Gazalinin Sünni tasavvuf anlayışını yerleştirmek üzere çalışan diğer şahsiyetlerden farkı ve orijinal tarafı; onun İslam'da sünnilik ve tasavvuf veya şeriat ile tarikat diye iki ayrı cereyanı uzlaştırması değil,Bu ikisinin bir olduğunu göstermesidir.
Platinus şark felsefesi ile eflatunu birleştirmek suretiyle iki düşünce geleneği Yunan ve Doğu arasında büyük bir köprü oldu.ondan önce yaşamış bulunan Yahudi filozofu philon da eflatunla şark felsefesini açıklayıp yeni bir Yahudi ilahiyatı kurmaya çalışmıştı. Philon eflatunun felsefesini Musa'nın devamı saydı. Tanrım musaya benim arkamdakini göreceksin ama benim yüzümü göremeyeceksin dediğine göre onun bizim içimizde oturmuş olması bize kendi tabiatından üfleyişidir.bilgi ve Fazilet ancak insanın nefsini reddetmesi ile elde edilir.
Doğu felsefesi(Hint felsefesi)Yunan felsefesine 3 Ana nokta da aykırı görülmektedir.1-Akıl yoluyla açıklamaya hiçbir yer vermiyor.2- ahlakın burada önemli bir yeri yok.3-brahman ve atman başka varlıklarla hiç münasebet halinde değil tam bir yalnızlık içinde.
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.