Bizim ülkemizde devleti soyanların, dolandıranların heykellerini kapıların önüne dikmeye kalksak, içeri girmeye yer kalmayacağı konusunda hemfikir olduğumuzu düşünüyorum!
Sayfa 19 - @isbankasikulturyayinlariKitabı okuyor
Müzeler ve Toplumun Geleceği...
Müzeler toplumların hafızasıdır. Bir Ülkede aydınlanmayı, demokrasiyi ve adaleti esas kılacaksanız, atacağınız ilk adım müzecilik alanında olmalıdır. Çünkü müzelerde yer alan eserlerde, o toplumun bu değerler konusundaki eserler sergilenir. Müzecilik konusunda sağlıklı adım atmamış bir ülke, Alzeheimer hastalığına yakalanmış bir insan gibidir. Böyle bir toplumunda geleceğini karartan en büyük sorun da bilgi kirliliğidir. Müzeciliğin önemini kavrayamayan ülkelerde kitap okuma oranı da doğal olarak düşüktür.
Sayfa 168 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları - 1.BaskıKitabı okudu
Reklam
Oysa, Dünyada herkese yer var, paylaşmasını bilebilirsek ve yetinebilirsek barış ıçinde yaşayabiliriz!
Sayfa 144 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları - 1.BaskıKitabı okudu
Gelişmiş, uygar ülkelerde oyuncak çocuklara hayalleri güçlensin diye alınırken, geri kalan ülkelerde oyalansın diye verilir. Oyuncakları çocuklarına hayalleri büyüsün diye alan ülkeler dünya yönetiminde söz sahibi olurlarken, oyuncakların önemini anlayamayan, küçümseyen toplumlar onların kapılarında oyalanmaya mahkumdur.
Sayfa 121 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları - 1.BaskıKitabı okudu
Bilim, Dünya'yı tanımanın ve bu gezegeni kimlik yapmanın yoludur. İnsanlık bu bilgi düzeyine çok ağır bedeller ödeyerek de olsa yaklaşmaktadır.
Sayfa 108 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları - 1.BaskıKitabı okudu
Aya Sorulan Soru
İstanbul minareleri mahya sanatıyla, İslam Kültürünün en aydınlık ve en renkli geleneğine sahne olduğu gibi, ay ya da güneş tutulmalarında, kötü ruhları kovma amacıyla şerefelerden gökyüzüne, ateş eden insanlara da tanık olmuştur. Bunun nedeni hiç şüpesiz ki, 1577'de, Takiyüddin efendi'nin kurduğu rasathanenin, dönemin şeyhülislamı Ahmet Şemsettin'in uydurduğu rasadın getireceği uğursuzluklarla Padişah III.Murat'ı etkilemesi ve donanmanın top atışlarıyla yerle bir edilmesidir. Osmanlı'nın ilk rasathanesinin 1580'de yıktırılmasından sonra, 1868'de İstiklal Caddesi'nde bir apartmanda kurulan "Rasathane-i Amire"nin de sonu aynı olacaktır. Bu kez Şeyhülislam'ın etkisi yoktur ama, Meclisi kapatıp şeriat kurallarına dönmek isteyen 31 Mart Ayaklanmasının aktörleri baş roldedir. İkinci rasathane, bu kez bağnazlar tarafından tahrip edilecek ve tüm aletleri parçalanacaktır. 31 Mart Ayaklanması'ndan hemen sonra kurulan yeni hükümetin maarif nazırı Emrullah efendi, 21 Temmuz 1909'da Fatih (Gökmen) hoca'yı rasathane müdürü olarak atar ve kurulacak yeni rasathanenin yerini bulmakla görevlendirir. Fatih Hoca, daha evvel yıkılan iki rasathanenin de Beyoğlu tarafında kurulmasından olsa gerek, yeni rasathane'yi İstanbul'un Asya yakasına taşır. İcadiye Tepesi'nde yapılan yeni bina 1911 Yılından itibaren "Kandilli Rasathanesi" adıyla çalısmalarını sürdürmektedir.
Sayfa 105 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları - 1.BaskıKitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.