Yeni bir hayat kuracağım ben. Kurgulu düzenleri değil, vicdanı ve umudu kutsayan gerçek bir hayat. Bunu yapabileceğimi biliyorum. Eğer taş üstüne taş koymayacaksak, omuzlarımızdaki kuvvet ne işe yarar? Birbirimizi yerden kaldırmayacaksak, neye uzanacağız bu kollarla? Merhamet bile hatırımıza gelmeyecekse, içimizde oturan iyiliğin anlamı ne?
Sayfa 73 - CanKitabı okudu
Şeriatın emrettiği hükümlerle amel ederken bazen sıkıntılar yaşadığımızı gören bazı kimseler, bu durumun söz ko nusu şer'i hükümlerin zamanımız için uygun olmadığına delâlet ettiği şeklinde bir şüpheye kapılmaktadırlar. Böyle bir şüpheye kapılanlara deriz ki: Bu hükümleri uygulamanın zorluğu, bir kişinin uygulamada zorluk yaşamasıyla sabit olmaz. Ancak bütün insanlar bu hükümleri uygulamaya çabalar ve uygularken zorluk yaşarlarsa, işte O zaman bu hükümleri uygulamanın zorluğu sabit olur. Şeri hükümleri uygulama zorluğunun gerçek sebebi, bu hükümleri uygulayanların uygulamayanlara oranının çok düşük olmasıdır. Yeryüzü sakinlerinin çoğunluğunun şer'i hükümlere karşı olduğu veya bunları uygulamaya topluca yönelmedikleri bir zamanda tabii ki bu hükümleri uygulamak zor ve sıkıntılı olur. Zorluğun sebebi, bu hükümlerin kendi zorlukları değildir. Sebep, yaşamakta olduğumuz şu hayattır. Bu öyle bir hayat ki, yeryüzü sakinlerinin çoğunluğu bu hükümlere karşıdırlar. Mesela bir tabib, hastasına on ila içeren bir reçete yazar. Ancak hasta, kendi kasabasında bu on ilacın hiçbirini bulamaz. Kusur ve zorluk reçetenin kendisinde değil, bu ilaçları kasabaya getirmeyen tüccarlardadır. Şer'i hükümde bazen hiçbir zorluk olmaz. Ancak onu uygulayacak olan kişi, uygulamanın kendisinin dünyevi âcil ve şahsi çıkarlarına zarar vereceğinden ötürü onu uygulanması Zor bir hüküm zanneder. Umümi maslahatların kişisel maslahatlara tercih edilmeye daha layık olduğunda şüphe yoktur. Umumun maslahatını koruyup gözetmek için hangi kanunda kişisel çıkarlar zarar görmez ki?!
Sayfa 102Kitabı okudu
Reklam
Din ve devletin birbirinden ayrılmasını isteyen düzen ve sistemlerin, İslâm dini ile hiç bir ilgisi yoktur. İslâm dini böyle bir şeyi ne tanır ve ne de kabul eder. Bu sistem ve düzen bize Batı'dan getirilmiştir/Çünkü Batı'da, hristiyanlık dininde din ile devlet ayrı ayrı olarak varlıklarını sürdürmüşlerdir.Hristiyanlık dininde, -teorik
Sayfa 136Kitabı okudu
Yalnızca var olmayan manzaralar, asla okumayacağım kitaplar dağıtıyor sıkıntımı. Hayat benim için, beynime kadar ulaşmayan bir dalgınlık hali. Beynimi ise, tam aksine özgür bırakıyorum ki, hüzünleri yaşayabileceğim bir yerim olsun.
Sayfa 170Kitabı okudu
...uçarı hayal gücü de çevreyi kendi hikayesinin bir parçası olarak görmesine neden oluyordu, zaten dünya öyle bir psikolojik olgudur ki, içindeki her şey size nasıl görünüyorsa, gerçekte de öyledir. Baharın körpe tomurcuklarının ve kışın kuru dallarının arasında esen gece yarısı rüzgarları acı bir sitem ifadesi; yağmurlar ise telafisi imkansız hüzünlerin.
Sayfa 133
İnsanlardan kaçışım, içimden geçenlerin en küçük bir parçasını bile etrafıma sezdirmekten çekinişim bana sebepsiz ve manasız görünürdü. Zaman zaman beni saran hüzünlerin, hayat bıkkınlığının bir ruhi hastalık alameti olmasından korkardım. Bir kitabı okurken geçen iki saatin ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım.
Reklam
1,000 öğeden 261 ile 270 arasındakiler gösteriliyor.