Çin ve Türkiye potansiyel jeopolitik hasımlarımızdır
Çağdaş Türkiye tarafından ileri sürülen Panturancı jeopolitik proje, tüm Türk dilli halkları tek bir süper devlette birleştirmeyi öngörmektedir. Aslında bu, Heartland'ı parçalama konusundaki Atlantikçi planla örtüşmektedir. Bu projede Kazakistan, Tataristan ve Yakutistan kilit konumdadırlar.
Reklam
Tataristan'la Başkurdistan'ın jeopolitik ilişkilerinin pekişmesi, Rusya için son derece tehlikelidir. Çünkü Başkurdistan'ın güney idari sınırı, teorik olarak Türk-İslam ayrılıkçılığının üssüne dönüşebilecek olan Kuzey Kazakistan'ın yakınlığından geçmektedir. Söz konusu durumda, Heartland'ı en korkunç tehlike -karasal mekanın tam ortasından Türk (Türkiye taraftarı, yani Atlantikçi) mızrağı ile paramparça olma- beklemektedir. Bu çerçevede, Tataristan'ın güneye yönelimi, Başkurdistan'la entegrasyon girişimleri ve hatta sonuncunun Orenburg vilayeti ile yakınlaşması, Merkezin kıtasal politikasınca ne pahasına olursa olsun engellenmesi gereken aşırı olumsuz eğilimlerdir. Başkurdistan enlemsel ilişkileri -Kuybışev ve Çelyabinsk vilayetleri ile- güçlendirilmeli, boylamsal temasları ise -Kazan ve Orenburg ile- aksine zayıflatılmalıdır.
Türk ve Müslüman olmaları Tatarları, Türk-Müslüman dünyasının jeopolitik bir parçası yapmaktadır. Bu konuda Merkez, Güneyin tüm jeopolitik dominantlarından (ilgili bölümde bundan bahsedilecektir) ibaret olan bir problemle karşılaşmaktadır. Tataristan'ı ne asimilasyon, ne de aktif coğrafi tecritle bu gerçeklikten ayırmak mümkündür.
Bölgesel devlet olarak Hindistan, İran, Türkiye, Pakistan, Çin vs. gösterilebilir. Bölgesel devlet, özelliği gereği, sıradan bir devletten daha fazla, süper devlet veya imparatorluktan daha az bir siyasi ağırlığa sahiptir. Diğer bir deyişle, bölgesel devlet, güçlü imparatorlukların güçler dengesinin temel stratejik hatlarına tabi kaldığı için küresel medeniyet ve jeopolitik süreçleri doğrudan etkileyememektedir. Bununla beraber, yanı başında bulunan (daha zayıf komşularına nazaran belirli bir özgürlüğe sahiptir ve onlara siyasi ve ekonomik baskı da yapabilir (doğal olarak bu, süper devletlerin çıkarlarıyla zıt olmadığı durumlarda mümkündür) .
Kuzey ve Doğunun soğuk denizlerine çıkış, her ne suretle olursa olsun Güney ve Batının sıcak denizlerine çıkışla tamamlanmalıdır. Rusya, ancak bu durumda jeopolitik bakımdan "yetkin" olabilir. Bunun için, özellikle çok sayıda Rus-Türk savaşları yapılmıştır ki, bunların meyvesini Türkler, ya da Ruslar değil, geleneksel üç imparatorluktan ikisini (üçüncüsü Avusturya-Macaristan) zayıf düşüren İngilizler toplamışlardır.
Reklam
Suriye Bataklığı
Suriye bugün kriz batağına saplanmış durumdadır. Sağlık, eğitim, vb. hizmetler veren kuruluşlar teker teker yerle bir oluyor. Rusya ve İran, Suriye'yi desteklemeye devam ettiği sürece rejimin yıkılması da mümkün görünmüyor. Öte yandan, Beşar Esad'ın yeniden bölgenin tamamını kazanmasına imkân tanımayacak kadar çok muhalifi bulunuyor.
Sayfa 100 - Erdem yayınları
Dönüşünün bu jeopolitik mutsuzluğuma bir faydası olmayacağını biliyorum. Menfi duygularımı müspete çevirmek için çok daha büyük mucizeler gerektiğinin de farkındayım, bundan bahsetmiyorum. Ama iki kişi üzülmek, tek başına üzülmekten iyidir diye düşünüyorum.
Unutulmuş Savaşlar
Güney Sudan'daki iç savaş, yol açtığı büyük tahribata rağmen Batı medyasının ilgilenmediği "unutulmuş savaşlar”ın simgesidir. Ağustos 2015'te barış anlaşması imzalanmış, fakat 2016 yazında çatışmalar yeniden başlamıştır
Sayfa 98 - Erdem yayınları
Sudan ve Darfur Sorunu ile birlikte İsrail'e muhalifler
Darfur meselesi Amerika'da çok konuşuldu. ABD'ye göre Darfur'da yaşananlar bir soykırımdı. Hristiyan ve Yahudi örgütler kenetlendi. Aşırı baskıyı eleştiren samimi itirazların arkasında elbette İslamcı bir rejimin bulunduğu Sudan'ı zayıflatmak isteyen jeopolitik bir irade de vardı: Amaç İsrail'e muhalif, güçlü bir devletin gelişmesini önlemekti.
Sayfa 97 - Erdem yayınları
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.