Kaptan Sinico bu ziyaretleri teşvik etti, çünkü adamın kızına talip olacağını sanmıştı. Karısını kendi zevkler listesinden öylesine kesinlikle silmişti ki bir başkasının kadına ilgi duyacağından kuşkulanmıyordu.
Gırtlağına birkaç saniye süreyle bir öfke spazmı takıldı, sonra geçti, ardında keskin bir susamışlık duygusu bırakarak. Adam tanıdı bu duyumu ve bu gece esaslı bir içki ihtiyacı duyacağını anladı.
Reklam
Siz kimler olduğunu biliyorsunuz
O adam üç paraya satar vatanını, evet sonra da diz çöküp Allah'ına şükreder.
Pyrrhos, Argos'ta bir cadaloz tarafından yere serilmeseydi ya da Jul Sezar hançerlenip öldürülmeseydi. Düşünerek değişmez bu gerçekler. Zaman onları dağlamış bukağılamış dışladıkları sonsuz olasılıklar odasına yerleştirmiştir. Ama hiç olmadıklarına göre gerçekleşmiş olabilir miydi bütün bunlar? Yoksa gerçekleşen şeyler miydi mümkün olan sadece?
İçinden şiirle anlatmak istediği öyle çok ruh hali ve izlenim vardı ki. İçinde duyuyordu bunları. Bir şair ruhu olup olmadığını anlamak için ruhunu tartmak geldi içinden. Mizacının vurgulu noktası melankoli idi, kendi yorumunca, ama gelip giden bir iman ve kendini bırakma ve sade bir sevinçle dengelenen bir melankoli. Bir şiir kitabında bunu dile getirebilse belki de insanlar ona kulak verirdi.
Gündüzleri bile sokakta hızlı yürümeye alışmıştı, onun için gece kendini sokakta buldu mu, endişeli ve heyecanlı bir yürüyüş tuttururdu. Ama bazan da korkusunun nedenleriyle sanki flört ederdi. En dar ve en karanlık sokakları seçer, cesaretle ilerlerken, adım seslerini çevreleyen sessizlik onu korkutur, gezinen sessiz siluetler tedirgin ederdi; bazan da kısık bir kahkaha patlaması yaprak gibi titretirdi onu.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.