Toplum dönüşmediği sürece bu böyle gider.
Haksızlığa tahammül edemeyen, vicdani hassasiyeti yüksek olan insanlar, genelde solcu oluyorlar. Vicdani kabarık olması demek, hassas duygulu demek. İnsanın duygusu kabarinca aklı örten bir perde haline geliyor. Duyguları kabarık olduğu için düşünerek, bir strateji geliştirerek , üslup ayarlayarak değil, tepkiyle hareket ediyorlar, bu da yıllardir bir arpa boyu yol almalarını engelliyor. Bana göre Türkiye'de sağın aklı var, vicdani yok; solun ise aklı geri plana iten vicdani var. Sağ aklını kullanarak yaptığı kurnazlikla, menfaatperestlikle toplumu yanına çekip kendi gemisini yüzdürüyor ; sol ise vicdani hassasiyetle duygusal tepkiler veriyor ve vicdanını rahatlatmakla yetiniyor.
Bugün toplum Atatürk'ü onun yaptığını anlıyorsa bu Atatürkçüler sayesinde değil, İslamcı bir iktidar sayesinde oldu.
Reklam
Benimsediğimiz değerler, o değerlere karşı olanlar tarafından değil , tam tersine onları çok önemsediğini söyleyenler tarafından tahrip edildi.
Bu esasında iki mahallenin de fanatiklerinin ittifakıydı, varlıklarını birbirlerine borçlu olduklarının farkında olmasalarda olup biten bize bunu gösteriyor.
Türkiye'nin yarısı mutsuzken diğer yarısının mutlu olamayacağı gerçeğini hepimizin kabul etmesi gerekiyor.
Bir ülkenin bir yarısı diğer yarısını yendiğinde kaybedenin o ülke olduğu gerçeğini göremez haldeydik.
Reklam
Bütün enerjisini birbirini yenmeye harcamış bir toplum olduğumuz için geri kalmışlık, yoksulluk adeta kaderimiz oldu.
Ortak duygusu, amacı olan bir toplum olamamak , kabileler halinde yaşamak , en çok aydınların ve siyasetçilerin işine gelen bir şey.
Tek kelime yedi harften oluşuyor ?
Ulus olma kabiliyetini yitirmiş, herkesin birbirine düşman olduğu , kendi çıkarını ülke çıkarının önünde gören insanların ülkesi.
Hepimizin acılarına, korkularına , yaşadığı travmalara bir ötekinin davranışı neden olduğu için bunları da ancak o korkuya neden olanlar ortadan kaldırabilir.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.