Aslında anlayabilenler için Mekke'nin Fethi ve Kâbe'nin putlardan temizlenmesi bir başka hicretin haberiydi. Bu mutlu günde birçokları sevinçle bayram yaparken bazıları da bir köşeye çekilmiş gizli gizli ağlıyorlardı. Çünkü onlar, artık Hz. Peygamber'in görevini tamamladığını ve bunu takip eden günlerde aralarından ebediyen ayrılıp Hakk'a yürüyeceğini, çok sevdiği Refik'ül Âlâ'ya kavuşacağını hissetmişlerdi. Hele bir de Nasr Suresi'nin inişi ve bu hislerini daha da güçlendirmişti. Bu kişilerden biri de Hz. Abbâs'tı. Hz. Peygamber ona "Neden ağlıyorsun amca?" dediğinde şu cevabı vermişti: "Bu sureden ahirete göçüşünüzün işaretini aldım." Bu cevap üzerine Hz. Peygamber "Doğru anlamışsın!" demişti. Doğru anlayanlardan birisi de Hz. Fâtıma idi. Hz. Peygamber onu da şöyle teskin etti: "Ailemden bana ilk kavuşan sen olacaksın." Necmettin Şahinler, Kâbe ile Konuşan Adam, İnsan Yayınları, s.85.
_İslam = Arapçılıktır. Asimilasyonla inananı araplaştırır. Her müslüman halk, araplaşmaya mahkumdur. Kuran’ın kendisi, Araplar için Arapça olduğunu söyler.(Şura 7) İnsanın tüm yaşantısı, giyimi, yemesi, içmesi, gezmesi, eğlenmesi, sevmesi, düşünmesi ve inanması “çöl bedevîlerinin kabile kanunu” ölçütlerine göre ayarlanmaktadır. İslamlaşarak milli
Reklam
"Evladım! Hayat düz bir çizgi değildir. Unutma hizmeti büyük olanın ızdırabı da büyüktür."
"Evladım! Allah'ın tecellilerinin küçüğü büyüğü olmaz. O, kudretini deveden de gösterir, kurtçuktan da. Önemli olan onu görebilecek idrake sahip olabilmektir. Alemde nerede duracağını bilmeyen tek varlık insandır. Gelen peygamberler, gönderilen kitaplar hep insana nerede duracağını öğretmek içindir."
Sayfa 76 - İnsan yayınları
Rabbim! Öfkesini yutanlardan kıl bizi! Kızgınlığımızın, ihtiraslarımızın esiri yapma! Yarattığın, ama değer vermediğin şu dünya nimetlerine karşı hırsımızı al içimizden! Dini, kine çevirenlerden uzak tut bizi. Bin yıl yaşayacakmışız gibi biriktirmekten, Karun'lar gibi tüketmekten, servet ve refahla şımarmaktan doymazlıktan, aymazlıktan, tiksindirici davranışlardan, şehvete boyun eğmekten kurtar. Cimrilikten, kibirden, alaydan, boş ve lüzumsuz söz söylemekten, iyiliği başa kakmaktan, fitneden, fesattan, gıybet ve dedikodudan, kısaca Rabbim; "Söylediğini yaşamamaktan" alıkoy bizi.
Sayfa 65
"Sadece susuzlar suyu aramaz, bazen su da susuzları arar" derler. İşte Zemzem, susuzları arayan suyun en güzel örneğidir.O, sabırla kuyunun dibinde, kumun altında kendisine uzanacak eli, dokunacak dudağı bekler. O sudan içenler, tadını alanlar onu başkalarına da ulaştırmanın yükünü sorumluluğunu taşırlar. Bidonlar, şişeler doldurulur kilometrelerce uzağa götürülür. O, "gelemeyenlerin de ayağına" gider.
Sayfa 114 - İnsan yayınları
Reklam
13 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.