Bana bahşedilen, hayatın içimde duyduğum sesini takip etmek; anlamını ve amacını tam bilemesem de, beni neşeli yollardan alıp giderek daha karanlık, daha belirsiz yollara götürse de, bu sesi takip etmek.
Rüyalar REM uykusu (hızlı göz hareketli uyku) olarak adlandırılan uyku evresiyle ilişkilendirilir. (Bu evrede gözler kapalı göz kapaklarının altında, belki rüyada görülen görüntüleri takip etmek için, belki de tamamen gelişigüzel bir şekilde hareket eder.) REM uykusuyla cinsel uyarıların arasında güçlü bir bağlantı vardır. Deneklerin REM uykusuna geçtiklerinde uyandırıldıkları ve kontrol grubunun rüya görmedikleri anlarda gece boyunca aynı sıklıkta uyandırıldıkları deneyler yapıldı. Birkaç gün sonra, kontrol grubundaki deneklerin biraz uyku sersemi oldukları, ancak diğer deneklerin - rüya görmeleri engellenen deneklerin - gündüz vakti sanrılar gördükleri gözlemlendi. Bu şekilde yalnızca belirli anomalilere sahip olan az sayıda insanın sanrı görmesi sağlanmaz, bu koşullara maruz bırakılan herkes sanrı görebilir.
Her fikir seni büyüsüne takıp sürüklüyor. Bunu bildiğin için, dışarıdan gelen tesirlere kafanla değil, inadınla mukavemet ediyorsun. Bu inat nedir bilir misin? Şahsiyetsizliğin yerini alan kör ve karanlık bir benlik duygusudur. Insanı saadete de, felâkete de götürebilir. Önünü görmediği için düzlükle uçurum arasındaki farkı, adımını attıktan sonra anlar. Sen bu eksiğini tamamlamak için daima hesaplı hareketi de seviyorsun. Kadınların hemen çoğu böyledir, fakat senin kadar değil. İdraklerine ve iradelerine ait noksanları hesapları ve hileleriyle telâfi etmek isterler. "Kadının fendi..." hikâyesi. Bu "fend" kelimesinin sonundaki lüzumsuz "d" harfi yok mu? Bu harf onların cehaletini ve sırf iç güdüleri ile elde ettikleri iptidaî hile tekniğini yüksek bir "fen" zannettiklerini gösterir. En yüksek mekteplerde okumak onları mutlaka bu karanlıktan kurtaramaz, çünkü bilmek için bilgi kâfi değildir, anlamak da lâzımdır.