İşin tuhafı (üstelik, işin doğrusu) ben sizden çok hoşlandım. Size her zaman saygı duydum. ... Bir gün yanınıza gelip "bize gidebiliriz" diyeceğimi, diyebileceğimi, ne yalan söyleyeyim, düşümde bile göremezdim. Sizi beğenmeğe hazırdım. Ama adını hiç işitmediğim bir
insan da olsaydınız, sizi görünce, sizi görür görmez, hoşlanırdım. Size "bize gidelim" derdim. Tuhaf olan, bu durumda, bu görevin bana verilmesi.