Artık ne Zekeriya ve ne İsa var
Sararmış bir tomar mı mucizeler
Ölülerin dirilişi şifa veren kelimeler
Ve ne de Miraçtan bir iz
Yerden yükselen kaya...
Ve Kudüs şehri.
Gökte yapılıp yere indirilen şehir.
Tanrı şehri ve bütün insanlığın şehri.
Yeşile dönmüş türbelerin demiri
Zamanın rüzgâr gibi esen zehriyle
Ve yatırlar patır patır kaçıyor geceleri
Boşaltıyorlar işgal edilmiş bir şehri boşaltır gibi
Kaçıyorlar Lût şehrinden kaçıyor gibi
Tuz heykele dönüşmemek için Tanrı gazabıyla
Susmuş minarelerin azabıyla
Yıkılmış cami kubbelerinin ıstırabıyla
Ve şehit kemiklerinin bakışı bir başka bakış
Artık burada taş bile durmak istemez
Ve ayı görmek istemez zeytin ağaçları
Eğilerek selâmlamazlar hilâli hurmalar
Artık ne Zekeriya ve ne İsa var
Sararmış bir tomar mı mucizeler
Ölülerin dirilişi şifa veren kelimeler
Ve ne de Miraçtan bir iz
Yerden yükselen kaya...
Ona göre dinler , siyaset ve egemenlik ilişkileri yüzünden uyduruluyordu. Kuran taklit bir eserdi. Kitle psikolojisini ve alışkanlıkları iyi kullanarak başarılı olmuştur..
Ve Kudüs şehri. Gökte yapılıp yere indirilen şehir.
Tanrı şehri ve bütün insanlığın şehri.
Yeşile dönmüş türbelerin demiri
Zamanın rüzgar gibi esen zehriyle
Ve yatırlar patır patır kaçıyor geceleri
Boşaltıyorlar işgal edilmiş bir şehir boşaltır gibi
Kaçıyorlar Lût şehrinden kaçar gibi
Tuz heykele dönüşmemek için Tanrı gazabıyla
Susmuş minarelerin azabıyla
Yıkılmış cami kubbelerinin ıstırabıyla.
Ve şehit kemiklerinin bakışı başka bakış
Artık burada taş bile durmak istemez
Ve ay'i görmek istemez zeytin ağaçları
Eğilerek selâmlamaz hilâli hurmalar
Artık ne Zekeriya ve ne İsa var
Sararmış bir tomar mı mucizeler
Ölülerin dirilişi şifa veren kelimeler
Ve ne de Miraçtan bir iz
Yerden yükselen kaya
Her şeyden evvel Allahu Teala yeryüzünü yaratmaya Beytü'l-Makdis'in kalbi olan Kutsal Kaya'dan başlamıştır.
-Bir rivayete göre Hz. Adem'in mezarı Beytü'l-Makdis arazisindedir.
-Nuh Tufanı sonrasında sular çekilmeye başladığında ilk ortaya çıkan kara parçası Beytü'l-Makdis arazisidir.
-Yahudilere göre Hz. İbrahim oğlu Hz. İshak'ı kurban etmek için buraya getirmiştir.
-Yıllarca çocuk isteyen Hz. Zekeriya'ya Hz. Yahya'nın doğum müjdesi Beytü'l-Makdis'te verilmiştir.
Hz. Meryem küçük bir çocuk olarak Beytü'l-Makdis'teki hücresinde ibadette iken (Kur'an-ı Kerim'in de tasdiki ile) yazın kış, kışın yaz meyveleri kendisine burada sunulmuştur.
-Hz. İsa henüz beşikte bir bebek iken burada konuşmuştur.
O terk edilişi bir de Sezai Karakoç'tan dinleyelim:
"Ve Kudüs'ü terk ettiğin o ikindi / Birinci Cihan Harbi günü vakti / Kan sızdırıyor kaburga kemikleri / Karlı dağlardan indirdiğin atların / Bir evde perdeyi indiriyor bir kadın / Mahşerin perdesini kıyametin perdesini / Ağlıyor yere inen saçları / Göğü yırtan kefen beyazı elleri / Ve Kudüs şehri. Gökte yapılıp yere indirilen şehir / Tanrı şehri ve bütün insanlığın şehri / Yeşile dönmüş türbelerin demiri / Zamanın rüzgâr gibi esen zehiriyle / Ve yatırlar patır patır kaçıyor geceleri / Boşaltıyorlar işgal edilmiş bir şehri boşaltır gibi / Kaçıyorlar Lût şehrinden kaçar gibi / Tuz heykele dönüşmemek için Tanrı gazabıyla / Susmuş minarelerin azabıyla / Yıkılmış cami kubbelerinin ıstırabıyla / Ve şehit kemiklerinin bakışı bir başka bakış / Artık burada taş bile durmak istemez / Ve ay'ı görmek istemez zeytin ağaçları / Eğilerek selâmlamazlar hilâli hurmalar / Artık ne Zekeriya ve ne İsa var / Sararmış bir tamar mı mucizeler / Ölülerin dirilişi şifâ veren kelimeler / ne de Miraç'tan bir iz / Yerden yükselen kaya" (Şiirler VIII, Alınyazısı Saati, s. 8)