Yürüyenlerden bir yürüyen, koşanlardan bir koşansındır her zaman, ama onlardan biri değilsindir; başkasındır ama bir başkası da değilsindir. Yolun kendisi, başlangıcı, menzilisindir. Başladığı nokta ve vardığın yersindir.
" ... hayat öyle bir denklemdir ki evladım, her anında, her parçasında reaksiyona girenle çıkan birbirine denktir... birinin verdiği, diğerinin aldığıdır... alan da aslında, kendisine verendir... denklem işte."
Gönlün; 'Şu olmasa daha iyi olur.' diye bir bilgiçliği yoktu. Mukayese aklın işiydi, gönlün değil. Gönül bir seferde verirdi hükmünü ve o hüküm gerçekten sana ait olurdu. Oysa aklın verdiği hükmün içinde, senden başka bin kişiye ait yün bin nas olmak zorundaydı.
Acaba Allah ara sıra dönüp ' Kullarım ne yapıyor bakalım? ' diyor muydu? 'Onları da attım oraya ben olmazsam yollarını şaşırırlar. Bir çeki düzen vereyim' falan?
Salmıştı zamanında kendi pisliklerinin içine, ölüp de yanına geleni hesaba çekiyordu.