Mektup - 1 Merhabalar, kimse var mı, kimse görüyor mu yazdıklarımı? Ses yok, demek ki kimsecikler yok, o zaman rahat rahat her şeyi yazabilirim, çabuk olmalıyım, yakalanmadan bitirmeliyim. Şu kendini beğenmişler yazdıklarımı görürlerse al başına belayı, dillerinden de kurtulamam. Neymiş uyumamız lazımmış, bir sor bakalım uykum var mı? Yoksa eğer
O gün Uhud'da 70 çınar devrilmişti. 70 şehit verilmişti. Şehitlerin çoğu ensârdandı. Onlar Medineli oldukları için akrabaları çoktu, hepsi birbirine teselli veriyorlardı. Bir ara Efendimiz (sas) şöyle bir baktı Hamza'nın evine... Tüm ensârın evleri kalabalıktı; ama amcasının evinin önünde kimsecikler yoktu. Duygulandı Efendimiz (sas) ve dedi ki: "Amcam Hamza'nın ağlayanı bile yok!" Bu sözü ensâr duyar da durur mu? Hemen hepsi evlerini, kendi acılarını ve ta ziyelerini terk edip, Hamza'nın evinin önüne geldiler ve orada Hamza için gözyaşları döktüler.
Sayfa 378Kitabı okudu
Reklam
Mâdemki öğretileni unutur; arı-duru bir hale gelir, cevapları öğretilmemiş soruları anlayacak, cevap verecek bir kabiliyet kazanır. Şu anda, geldiğinden beri söylediğim sözleri duyuyorsun. O çeşit sözler duyduğundan, kabul ettiğinden kimi sözlerimi kabul ediyorsun; kimi sözlerimi yarı kabul ediyorsun; kimisinin üstünde duruyorsun, kimisinde de bahse girişiyorsun. Şu senin, içinden reddedişini, kabul edişini, bahse girişini kimsecikler duymuyor; ordaki hali duyuracak bir araç yok. Ne kadar kulak verirsen ver, içinden kulağına bir ses gelmez, içinde de arasan-tarasan, bir söyleyeni bulamazsın. İşte senin bana şu gelişin yok mu? Sorunun ta kendisidir bu. Dilsiz-damaksız, bize bir yol gösterin, gösterdiğiniz yolu daha da aydınlatın demektir bu. Bizim de susarak, yahut konuşarak sizinle oturmamız, sizin gizlice sorduğunuz o sorulara cevap vermemizdir.
Diyordu ki: "Yarabbi, bu gecenin gündüzü yok mu... yoksa feleğin ışığı olan güneşin ziyası mı kalmadı? Nice geceleri riyazatla geçirdim... fakat kimsecikler böyle bir geceden nişan bile vermedi. Mum gibi yanıp yakılmadan ne uykum kaldı, ne rahatım... ciğerime serpecek gönül kanımdan başka bir suyum kalmadı. Bu hararetten, bu yanıştan mum gibi
Vatandaş, Türkçeyi Sev
Eksiğimiz var. Bu bir şeyi ne için yapıyoruz, faydası ne, düşünmüyoruz. Zararı ne, onu da düşünmüyoruz. Bir zaman geldi ki sokakları, dükkanları "Vatandaş Türkçe Konuş" uyartıları, daha da çok emirleri doldurdu. Üstelik de bu emirleri doğru düzgün bir Türkçeyle yazmamışlar. Kaş yapalım derken göz çıkarmak diye buna derler. Ben bizim
Sayfa 36 - Yapı Kredi Yayınları
Biraz sonra karşısına, gece değil, gündüz bile iç kapayıcı olan ıssız sokaklar çıktı. Bu saatte sokaklar, büsbütün ıssız, içine kapanmış görünüyordu. Fenerler daha seyrekleşti, sanırım bu sokaklara daha az yağ veriliyordu. Sonra ahşap evler, çitler başladı. Ortalıkta in cin yoktu. Yalnızca sokaklardaki karlar parlıyordu. Uykuya dalan basık
Sayfa 50 - ...Kitabı okudu
Reklam
27 öğeden 21 ile 27 arasındakiler gösteriliyor.