"… Motosikletinin üzerine yumulmuş giden insan bu gidişin somut bir saniyesine verir kendini yalnızca; geçmişten ve gelecekten kopmuş bir zaman parçasına tutunur; zamanın sürekliliğinden kopmuştur; başka bir deyişle esrime durumundadır; bu durumda yaşı, karısı, çocukları, kaygıları umurunda bile değildir; unutmuştur onları, bu nedenle korkmaz, çünkü korkusunun kaynağı gelecektir ve gelecekten kurtulmuş bir insan için korkacak bir şey yoktur. Teknoloji devriminin insana armağan ettiği bir esrime biçimidir hız. Motosiklet sürücüsünün tersine, koşucu, kendi bedeninin varlığını her zaman duyumsar, ilaç ampullerini, soluk durumunu hiç aklında çıkarmamak zorundadır; gövdesinin ağırlığını ve yaşını hisseder koşarken, kendi kendinin ve yaşamının zamanının her zamankinden daha fazla bilincindedir. İnsan hız yeteneğini bir makineye devredince her şey değişir: Artık kendi gövdesi oyunun dışındadır ve bir hıza teslim eder kendini, cisimsiz, maddesiz bir hıza, katıksız hıza, hızın hızlılığına, esrime hızına."
Evet, ben elbette büyük bir koşucu değilim. Fakat bu hiç de önemli bir sorun değil. Dünkü kendimi biraz olsun geçebilmek; önemli olan işte bu.
Reklam
Okyanusun kenarındaki yolda elinde kocaman bir kasap bıçağı tutan bir koşucu tarafından kovalandığım bir kabusun ortasındaydım.
Sayfa 364Kitabı okudu
Bir insan yaratmak için iki yüz yirmi beş milyon erkek tohumu sekiz saat süren bir yarışa girişirler. Kadın yumurtası gizli karanlık bir köşede gizlenmistir. İki yüz yirmi beş milyon yarışçı arasından hangisi amaca daha önce varır, yumurtayı gizlendiği köşede bulabilirse, doğacak çocuğu o meydana getirir. Kazanan en güçlüdür. Çünkü, en iyi koşucu, en iyi bulucu, ve en iyi delici olarak üç sınavda da başarıya ulaşmıştır. En güçlü, en iyi, en uygun böylelikle seçilir ve yenilen iki yüz yirmi dört milyon dokuz yüz doksan dokuz bin dokuz yüz doksan dokuz olanak (imkan) , doğal süpürgenin acımak bilmeyen süpürüsü önünde ölüp giderler. Cinsi yaşatan, sürdüren en güçlülerdir.
100 metre koşusu. En hızlı koşan yarışı kazanır. Eğer bütün koşucuların bitiş çizgisini beraber geçmesini istiyorsanız, yarışın kurallarını değiştirebilirsiniz, en hızlı koşuculara yavaşlama ve herkese bitiş çizgisini geçerken el ele tutuşma emri verirsiniz. Yeteneklerin boşa harcanması. Ya da bazı başlangıç takozlarını öne ve bazılarını geriye çekersiniz. Her koşucu koşunun genel kurallarına ve amacına uyarak elinden geldiği kadar hızlı koştuğu halde en hızlısının yeteri kadar ekstra mesafe alması gerekir ki ipi en yavaş olanla başabaş göğüslesin.
Çok hızlı bir koşucu ya da muazzam bir basketbol oyuncusu ya da üstün zekalı biri olmanız, daha çok kazanmayı hak ettiğiniz anlamına gelmez. Atletik olarak yetenekli olmak ya da zeki olmak "doğal piyango"yu kazanmanın bir sonucudur. John Rawls
Reklam
529 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.