Yabancı okullara karşı alınan veya alınmak istenen bu gibi tedbirler eğitimde şuurlanmanın ve millileşmenin arzusunun yavaş yavaş başladığını gösteren işaretlerdir. Gerçekten, yabancı okul milli okulu yıkan ve gözden düşüren bir unsurdur; milli kültüre vurulmuş bir darbedir. Yabancı okul, kültür emperyalizminin somut ifadesidir. Yabancı okul,
Fransız tezi, bir üniversitenin kurulması ve bu üniversitede idari ve hukuk derslerinin okutulması ve böylece yeni kanunları uygulayacak memurların yetiştirilmesi öngörülmektedir. Bundan maksat, Avrupa mevzuatını bilen ve Avrupa'nın işine yarayacak, sömürge tipi Aydın ve memur yetiştirilmesini sağlamaktır. İlim adamı, mühendis, teknisyen yetiştirilmesi söz konusu edilmemektedir. Tanzimatçılar bu hususları görememişlerdir.
Reklam
Bu cemiyetin Maârif Nezareti tarafından Münif Paşa başkanlığında kurulması olayı, artık Avrupa ilim ve fenlerinin Osmanlı öğretim müesseselerinde okutulması lüzûmunun iyice anlaşıldığına; fakat yeni bilgilerin gelişigüzel değil, düzenli bir şekilde türkçeye tercümesi ile topluma ve okullara aktarılması görevinin Maârif Nezaretince yürütülmesine karar verildiğine dair somut bir örnektir.
Medrese kendi kabuğuna çekilmiş; mektep ise taklitçilikten bir adım öteye gidememiştir. Dolayısıyla yeni ve gerçek eğitim sistemi vücuda geçirilememiştir. Yani medrese-mektep sentezine gidilememiştir. Bu dönemde, medrese dejeneredir; mektep şuursuz ve hedefsizdır.
Eğitim öğretim sisteminin bir toplumun yükselmesinde olduğu gibi, bazen de geri kalmasında önemli olay oynadığı muhakkaktır. Bu sistem çağın icabına ayak uydurabildiği ve toplumun ihtiyaçlarına cevap verebildiği sürece yaşamış ve toplumu yükseltici görevini yerine getirebilmiştir. Bu iki hususu yerine getiremeyen eğitim öğretim sistemi ise, toplumun geri kalmasını ve hatta çöküşünü hazırlar. Böyle faydasız ve zararlı hale geldiğinde, ya ıslah edilmiş ya da yerine yeni bir sistem getirilmiştir. Fakat tarihte, özellikle Osmanlı imparatorluğu tarihinde mesele bu kadar kolay ve basit olmamıştır. Zira, eğitim ve öğretim işi bir felsefe, zihniyet, din ve siyaset meselesi olmuştur. Böyle olunca, eski zihniyeti, eski dünya görüşünü değiştirmek veya yerine yeni bir dünya görüşünü ve yeni bir zihniyeti müesseseleri ile birlikte yerleştirmek ve kabul ettirmek maarif konusunda ciddi bir mücadeleyi başlatmıştır.
"Avrupalı Büyük Devletler Ayastefanos Antlaşması'nın tamamen Rusya'nın yararına, Osmanlı İmparatorluğu ile Avrupa'nın zararına olduğunu gördüler. Zira, antlaşma Karadeniz'i Rusya'nın mutlak hakimiyeti altına sokuyor, Türkiye'ye ise sadece zahirî bir bağımsızlık tanıyordu."
Reklam
45 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.