Kendi canlarına başkalarının hayatından daha fazla önem veren kişiler telâşlandı.
Böyle kara kara düşünüyor, sonra çevresine karşı derin bir nefrete düşerek her şeyi, her şeyi merhametsizce eleştiriye girişiyor, milli durumumuzdan alışkanlıklarımıza kadar hiçbir şeyi beğenmiyordu; hepsini değiştirmek gerektiğini düşünüyordu
Halk, alaylara, iğrenç tuhaflıklara, birkaç kaba taklitle başlayan eserlere bayılıyordu.
Niçin böyle faydalı,ciddi makalelere rağbet eden yoktur? Hiçbir ilmi esasa dayanmayan, hemen her gün fikirce, üslupça aynı basit ve sıradan bir biçimde tekrarlanan yazıları körü körüne bir alışkanlıkla okuyorlar.
Sevilen bir hayal insanı bu hale getiriyor, bir hakikatın yangınına nasıl yürek dayanacak?
Sayfa 145Kitabı okudu
Hayal ve Hakikat
Aman efendim her hayalin bu derece kolaylıkla hakikate dönüşmesine imkan olaydı dünyada hiç talihsiz kalmazdı. Yahut o zaman herkes talihsiz olurdu. Çünkü insanlara hakikat kadar da hayalin lazım olduğunu henüz yirmisini bulmayan hayatımın seneleri içinde tecrübe ettim. Hayalin lezzeti hakikate dönüşmesinde değil o başlangıç şeklini muhafaza etmesindeymiş.
Sayfa 171Kitabı okudu
Ve son söz..."Hayat yalan... Ölüm hakikat..."
Her hazanda birbiri üzerine dökülen Ağaç yaprakları gibi insanlar da birbiri ardına toprağa yatarak yok oluyorlar. Bu değişmez, umumi bir kanun... Niçin endişe etmeli?
Şu dünyada erilen başka ne var? Hayat yalan... Ölüm hakikat....
Sayfa 150
Ben namuslu adamlar bazen tutmamak için söz verirler.
Sayfa 147
O halde hanımefendi müsaade buyurunuz. Sizi Allah'ın emri, Peygamberin kavli ile hayat arkadaşlığına talep ediyorum. Uygun bulduğunuz takdirde şartlarınızı bildirerek acele cevap göndermenizi rica ederim.)
İrfan Galip
Sayfa 130