Beri yandan da, benliğinin ta içlerinde, bir şeyler olmasını bekleyip duruyordu. Tıpkı kazaya uğramış bir gemici gibi, yaşamının çoraklığı üzerinde umutsuz bakışlarını dolaştırıyor; ta uzaklarda, ufkun sisleri arasında beyaz bir yelken araştırıyordu.
kederli bir sessizlik içinde, bir zamanlar kendi malı olan evde sofraya oturmuş insanları camlar ardından seyreden, iflas etmiş biri gibi görünüyordu oğlunun mutluluğu.
Kendi yaşayışına gelince, penceresi kuzeye bakan bir çatı katı gibi soğuktu, sıkıntı denen sessiz örümcek de karanlıkta yüreğinin dört bir köşesine ağlar örüyordu.