Asker evlatlarım! Ne denlir zor bir görev içerisinde olduğunuzu iyi biliyorum. Ancak tarih kolayı değil, zoru başaranları anlatmıştır. Destanlar kolay ve imkanlı şartlar altında yazılmaz. Sizler nice destan yazanların torunlarısınız. İleride, "Hani sizin destanınız?" diye torunlarınız sormayacak mıdır? En önemlisi bunu tarih bize sormayacak mıdır?
Son olarak da şunu söylemek isterim ki içimize nifak tohumları sokmak isteyeceklerdir. Bunlara kulak asmayınız. En önemli silahımız. topumuz ve tüfeğimiz değildir. En önemli silahımız, birlik ve beraberliğimizdir. Bir olursak kuvvetli oluruz.
Reklam
Bir söz verdik. Kutsal şehri isyancılara vermeyeceğiz. Elimizden ne geliyorsa yapmalıyız. Ta ki son mermi, son er ve son damla kanımıza dek... Bu azim, bu kararlılık bize dayanma gücü verecektir. Bunu hiç unutmayın. Ümitsiz olmayınız. Gecenin sonu aydınlık, yokuşun sonu iniştir. Kıtlığın sonu bolluktur. Çilenin sonu rahatlıktır
“ölmek burada en kolay şey... Bizler, zor olanı seçeceğiz. Yani yaşamayı, ne olursa olsun buraları savunmak için hayatta kalmayı düşüneceğiz... ölümü mümkün olduğu kadar geç kucaklamalıyız. Elbette sancağımız, kanlarımız ve canlarımız sayesinde dalgalanacaksa, canımızın telaşına düşmeyiz. Düşmeyeceğiz de...
Çölde hayat böyledir. Birilerinin gücü tükendiğinde birilerine yem olur.
Reklam
Osmanlının imkanlarıyla rahat edenler, şimdi kalkmış Devlet-i Aliyye'yi eleştirmek cüretkarlığını gösteriyorlar ha! Bu nasıl bir had bilmezliktir! Kutsal değerler sadece onların mı? Bizler ki yüz yıllardır bu dinin bayraktarı olmuşuz. Böyle bir saçmalığı ancak gaflete ve hıyanete düşmüş olanlar yapabilirler... Ingiliz altınlarıyla, boş hayal ve ham vaadlerle kandırılan isyancılar, Arap milletinin geleceği ile de oynamaktadırlar. Oyuna geldiklerinden haberleri yok. Şerıf Hüseyin koca bir imparatorluk kuracakmış ha! Bu olsa olsa Ingilizlerin dolduruşundan başka bi şey değildir. Ingilizler önünde sonunda Hüseyin'i de kullanılmış bir mendil gibi kenara atacaklardır. Bu ingiliz siyasetinin geleneğidir. Böl, parçala ve yöneterek hakim ol.
Onlar, kendilerinden başkasını düşünmüşlerdi. Başta vatani, bayrağı, milleti sevdiklerini ….. Kendilerini düşünmek bu ağır görevde akıllarına bile gelmemişti.
Fahreddin Paşa:
”Bu diplomatlık ve riya aleminde doğrusu bir zevk bulmadım. Hayat-ı sabıka-i askeriyemi her zaman yad ediyorum.”
Sayfa 403 - Yağmur YayınlarıKitabı okuyor
Şerif Hüseyin, isyan hazırlığına fiilen 1916 yılı Mayıs başlarında girişmiş ve Galip Paşa (Pasiner)’ın gözleri önünde tam iki ay bu hazırlığı sürdürerek ancak temmuz başında silahlarını patlatıp Mekke’yi, Cidde’yi ve daha sonra da Taif’i kolaylıkla ele geçirmiştir.
Sayfa 398 - Yağmur YayınlarıKitabı okuyor
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.