"Efendimiz Hz. İsa çarmıha gerilmişti, çünkü çağdaşları onun sahtekar olduğunu düşünüyorlardı. Aslında gerçek bir tarih yoktur, sadece bakış açıları vardır."
"Zafer sarhoşu müttefikler, neye uğradığını şaşıran bu halkın direnme gücünü fazla küçümsemiş, onlara istedikleri her şeyi yapabileceklerini sanmışlardı."
"İşte general geliyordu; olağanüstü güzellikte beyaz bir ata binmişti. Kalabalık, çılgınca alkışlıyordu. Beyaz atla ifade edilmek istenilen kimsenin dikkatinden kaçmamıştı. Fatih Sultan Mehmet, Bizans'a beyaz bir atın sırtında girmişti, tam bir Hristiyan olan general de, beyaz bir atın sırtında şehri geri alıyordu."
"Öleceğimi biliyorum; bugün olmazsa, yarın ya da bir ay sonra, ne fark eder? Fark eden şey,ne şekilde öleceğim; bir savaşçı gibi vuruşarak mı, yoksa bir korkak gibi bir evin içinde kendimi korumaya çalışarak mı?"
Ölümleri, şu anda hiçbir anlamı olmayan yaşamlarına bir anlam kazandırıyor.
Çünkü çoğu için yaşam, aşağılanma, ezilme ve sefaletten başka bir şey değil.
bazen büyüklerin gözetiminden
kaçıp taş atmaya gidiyorlar.
Dünyanın her yerindeki çocuklar gibi.
Yalnız tek fark, taşların sonunda,
onlar için ölüm var..
“Ama taş atmaya mecburum! Ülkemi işgal ediyorlar, halkımızı öldürüyorlar. Benim de onlara taş atmam çok normal! Bizim topraklarımızda olmalarını kabul edemiyorum!..”