Ya ilahi! İki cihan peygamberi Habib-i Ekrem'in yüzü suyu hürmetine; Ayrılık gecesinde ağlayan gözler; Senin aşkınla sürünen yüzler; Dert ehlinin hazin gönülleri hürmetine Evvel beni gâzi kıldın, ahir şehâdet nasip et! Murad-ı Hüdavendigâr
Murad-ı Hüdâvendigâr Han'ın Edirne'yi fethinden sonra bircok Balkan Yahudisi Osmanlı topraklarına göç etti. Türk ve İslam hilalinin gölgesine sığındılar. 14. yüzyılın ilk yarısında Avrupa'daki pogromlardan kaçabilen Aşkenaz Yahudileri, 1376'da Macaristan'dan ve 1394'de Fransa'dan Kral 4. Charles tarafından kovulan Yahudiler de, Türk ve İslam padişâhı tarafından Osmanlı başkenti Edirne'ye kabul edildiler.
Reklam
Osmanoğullarının ikincisi Orhan'ın, yeni kurulmuş Türkmen devletçiğinin beyi olarak neden soylu Rum kızlarıyla evlendiği, üzerinde durulacak bir sorudur. Gerçi, Türk asıllı bir hatunu da varmış, ama soyu, oğlu Murad Hüdavendigâr'dan sürmüştür ki, Murad'ın anası Rum hatunlarının ilki olan Nilüfer'dir (Holifera). Orhan'ın Nilüfer, Asporça ve Theodora; kimlikleri bilinmeyen Beylun Hatun, Maria, ikinci bir Theodora, Efdandise adlı eşlerinden söz ediliyor. Uzun yaşamında, en az dört Rum hatun aldığı; büyük oğlu Gazi Süleyman'ı, John Vatatzes'in kızıyla, küçük oğlu Halil'i, Bizans İmparatoru V. Ioannes'in kızı Irene'le evlendirdiği: kendisinin ve oğullarının evliliklerindeki siyasal gerekçeler nedeniyle adı geçenlerin Müslüman olmaya zorlanmadığı; Bizans topraklarının işgalinde bu evliliklerden yararlanıldığı; Osmanlı Hareminin ilk yapılanışında ise Bizans geleneklerinin etkili olduğu yadsınamaz.(…) Padişah ve şehzâde annelerinin, karalar bağlama yazgıları da yine Orhan'ın eşleriyle başlamış görünüyor. Orhan'ın öldüğü 1361/2'de, oğulları Kasımla Halil'in, Murad tarafindan boğduruldukları haberiyle yasa batanlar yine onlardır. Şair Ahmedî, taht uğruna baş veren şehzâdeler trajedisinin bu ilk sahnelerini iki dizeyle özetlemiştir: "Oldular yağı ana kardeşleri / Kamunun bitti elinde işleri." Orhan Bey'in kızlarınınsa adları biliniyor.
Sayfa 43 - Alfa Yayıncılık, 1. Baskı: Kasım 2015 {Genişletilmiş, geliştirilmiş yeni baskı}
Sultan Murad çevresiyle nasıl ilişkiler kurdu?
I. Murad, hayatı boyunca savaşmış, Mareşal vasfına layık bir hükümdar idir. Lakabı "Hüdâvendigar"(Hükümdar) Farsça Hüdâvend kelimesinden gelir; bu lakap Batı dillerinde Cesarial yahut Augusten şeklinde çevrilebilir. Balkanlarda ise I. Murad'dan "Çar" (Tsar) diye bahsedilir.
Sayfa 110
“Öyleyse üzülecek bir şey yok. Onlara birçok haksız kazanç sağlatırım. Lüzumsuz masraf yaptırırım ve lüzumlu yere para harcatmam. Zaten her kötülük bu üç şeyden meydana gelir.”
Sultan Murad-ı Hüdavendigar
Gazi- i Mutlak idi Şehit- i Muhakkak Oldu
Reklam
103 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.