Altın gözlerin tılsımını ve mercan dudakların ateşini bir kağıt çantasına, bir mürekkepli kaleme ve bir muşambalı pardösüye değişen modern kadınla beş on dakika, biraz yakından konuşmak, erkekleş­me merakının kendisine ne pahalıya oturduğunu anlamağa kafidir.
'Biz yağmura özenelim.'
Abartılı duygulan seviyoruz. “Yağmasa da gürlemek” diye bir tabir vardır dilimizde, bilirsiniz. İlk bakışta kulağa hoş gibi gelir. Ama biraz düşününce pek de öyle gözükmüyor. Sevgimizi gösterirken örneğin; “senin için ölürüm” diyoruz. Bu gürlemektir işte. “Senin için çay demlerim, senin için hiç üşenmeden sokaklarda kestaneci arayabilirim, senin
Reklam
İnsan bir dua ederken, bir de gece uykuya dalmadan, uykuyla uyanıklık arasındaki on iki dakika var ya, işte o zaman tamamen kendisi oluyor.
Sayfa 102 - hep kitapKitabı okudu
Öylesine söyleyemezsin hiçbir şeyi. İnanmak ciddi bir taahhüttür..
Fakat toprağın üstünde koşan, onun üstünde beş on para kazanmak kaygısıyla dönüp dolaşan insanlar ne tuhaf mahluklardı. Ve denize bir dakika durup bakmaya vakitleri olmadığını söyleyen bu insanlar ne zevksiz mahluklardı.
Sayfa 14 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Annesi, çocukluğun insanın ayağını yerden kesip, onu ötelere taşıyan, büyük mavi bir dalga olduğunu söylemişti bir keresinde ve tam bunun sonsuza dek süreceğini sandığın sırada da ortadan kaybolup giderdi o dalga. Ne arkasından koşabilirdin çocukluğun ne de tutup geri getirebilirdin..
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.