Aynı cevabı veriyorum, hiçbir dile çevrilemeyecek o cevabı. Düşümle karşılaşmaya gitmem gerekiyordu. Aynı hayal kırıklığı. . İnsanların, kayalara yapışan istiridyeler gibi, başkalarının acılarına yapışmak gibi tuhaf bir saplantıları var. Başıma gelen şey onları kendileriyle yüzleştiriyor sanki. . Çoğunlukla çığlık atmak istiyorum, köpürüyorum.
Çocuklar için...
"Hangi ırktan olursa olsun her minik yavru yaşama hakkına sahiptir."
Reklam
Bu yaratıklar insan değillerdi. En azından tam olarak değil. Siyah su birikintilerini andıran devasa gözleri, iğağacı çiçekleri kadar narin yüzleri, bir tilkininki gibi uzun, dik ve hafif tüylü kulakları vardı. Kolları ve bacaklan uzun zarif dalları andırıyordu ve derileri fener ışığında sarımsı kahverengi bir tonda parlıyordu ve neredeyse çırılçıplaklardı. Kış ortasında olmalarına rağmen, üzerlerindeki kürk postları en mahrem yerler için gerekli olandan biraz daha fazlasını kapatıyor gibiydi. Saçları kısacık ve dağınıktı. Serilda, ani bir korkuyla bunun aslında saç değiliken ve yosun demetleri olduğunu fark etti. "Yosun perileri," dedi fısıldayarak. Karanlık yaratıklar, orman cinleri, her türlü hayalet ve hortlaklarla dolu hikâyelerinin hemen yardımsever, en kötü ihtimalle de hırsız ya da cani çıkarlardı. Bugüne kadar, fırıncının karısı en büyük çocuğunun bebekken periler tarafından değiştirildiği konusunda ısrar edip durmuştu. (Öyle ya da değil, o çocuk şimdi kocaman bir adam olmuş, mutlu bir evlilik yapmış ve dört çocuğu olmuştu.)hepsinde, on sekiz yıllık yaşamının tamamında, Serilda sadece sıradan, sıkıcı insanlarla karşılaşmıştı. Kızlardan biri hemen ayağa fırlayıp, bedenini siper ederek Serilda'nın diğer kızı görmesini engellemeye çalıştı. "Biz hırsız değiliz," dedi, sert bir ses tonuyla. "Sadece saklanacak bir yer arıyoruz."
GENÇ ŞAİRLERE ÖĞÜTLER
Bu çalışmanın değişik yerlerinde Joachim du Bellay, Nerval, Charles Baudelaire ve Mayakovski gibi dört önemli şair ve kuramcının genç şairlere öğütleri yer aldı. Onları bir araya toplamakta yarar var. Bunlara, Dağlarca'nın öğütlerini ve gerek şair, gerek şiir araştırmacısı olarak elli yıla yakın bir süre şiir üstüne çalıştığım için, kendi
Sayfa 633
Kozet...
Ormanın tüyler ürperten karanlığı, küçük kızın her yanını sarmıştı. Artık ne düşünebiliyor, nede gorebiliyordu. Uçsuz bucaksız bu orman, küçük cocugu sanki yutacak gibi karşısına dikilmisti.
Sayfa 144Kitabı okudu
Yeniden gök tırmalayanlar, geniş caddeler, orman, ormanda boa yılanları, bizon sürücüleri, geniş kenarlı şapkalarıyla kovboylar, patlayan tabancalar, doludizgin atlar. Atlar en çok. Beyaz, kırmızı, kara atlar. Kovboyların atları.
Reklam
104 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.