Ancak sözün dile getirdiği hakikat kurgusu her zaman kuşku yaratan bir nitelik taşır ve özne kendisiyle ilgili kuşkunun kendisine bakan diğer özneler tarafından da paylaşıldığından kuşkulanmaya başlar. Acaba diğerleri öznenin gizlediği histerik geçmişini görüyor olabilirler mi? Histerik geçmişini gizlemek için uyduğu hakikat kurgusu işe yarıyor mu? Bu durum paranoid bir tablo yaratır ama bu tür bir paranoya psikotik bir tablo değildir. Her özne kendisiyle ilgili yaptığı yeni kurgunun işe yarayıp yaramadığı konusunda kuşku yaşadığı için paranoya her öznenin içine girdiği normal bir durumdur ve psikotik olmaktan çok histerik bir belirtidir. Anneyle olan bütünlükten ilk kopma anı sonrası öznenin ötekilerle ilişkisi bu nedenle paranoid bir zeminde gelişir. Bu aşama özne-öteki ayrımının sağlıklı biçimde yerleşebilmesi için gereklidir. Paranoya psikozdan çıkışın ilk adımıdır, alacakaranlıkta sislerin arasında belli belirsiz görünür olan ben nesnesinin öznede yarattığı varoluşsal kaygının kaynağından fışkırır ve özne yaşamı boyunca ne kendisinin, ne de ötekinin niteliğinden tam emin olamayacaktır.
dışarda aşklar ve anılar bıraktım
içerde adımlarım kısa bakışlarım uzak kaldı
oysa ben soğuk ve sisli sokakta kol kola bıraktım
kırık havaları nasıl sevdimdi, sizinle tekrar karşılaşsam
ölürüm gibiydi, oysa her şey paranoya ve şizofreniydi
olmayacak geri dönüşleri,ayinleri size bıraktım
Adolf Hitler, otobiyografisi Mein Kampf’ da (Kavgam), bir ulusun güçlü olmasını istiyorsan, çevresinde düşmanlar yaratmalısın, der; aksi halde insanlar gevşer. Onları daima paranoya içinde tut, tehlike ile çevrelendiklerinden korksunlar.