Ortadoğu da terör örgütleri nasıl isim değişikliği ile aynı ziyniyetin adına karşımıza çıkıyor ise 1950 yılından bugüne her siyasi parti aynı şekilde Türk ulusunun karşısına bir tehdit olarak çıkıyordu. Ortadoğu da yaşam bulan terörü bitirmek istemeyen zihniyet ülkemizi yetmiş beş yıl yönetti. Türk Fırtınası işte bu zulmün sonunu mahşer tufanı ve canlı ölüler ibreti ile getirdi. Önder Karaçay
Sovyetler dahil totaliter rejimlerin gerçeği
''Açıkçası, Parti'nin dünya görüşü, onu hiç anlayamayan insanlara çok daha kolay dayatılıyordu. Gerçekliğin en açık biçimde çarpıtılması böylelerine kolayca benimsetilebiliyordu''
Sayfa 172Kitabı okudu
Reklam
Sovyet Edebiyatı Üzerine +8
Sosyalist gerçeklik olarak adlandırı lan program olarak bildirildi.Ancak bu kez programı belirleyen Kominist Parti değil,bizzat eleştirmenler ve yazarlardı.Eleştirmenler şunu istiyor du.Edebiyat,insanın hem bir tasviri hem de okulu olsun,ancak sadece kendinde insanı değil,Rus insanının ve sosyalist insanının tasviri ve okulu, 20. yüzyıl Rus edebiyatı geleneğine geri dönüşü ifade eden Rus insanı ve yeni bir toplumun inşasına,mekanik bir evrim içinde olan değil de tümden insanın eseri olarak tasarlanan yeni bir toplumun inşasına girişmiş olan insanı ifade eden sosyalist insan insanı hem tasvir etmek ve hemde,bu insanı aynı zamanda kendi özünü ger çekleştirme süresinde izleyerek,onu tamamlanmış gibi göstermek isteyen bir edebiyatı,örneğine daha önce Gorki’de rastladığımız böylesi bir edebiyata,eğer istenirse,sosyalist gerçekçi denebilir.
Sayfa 39 - ebyKitabı okuyacak
Açıkçası, Parti'nin dünya görüşü, onu hiç anlayamayan insanlara çok daha kolay dayatılıyordu. Gerçekliğin en açık biçimde çarpıtılması böylelerine kolayca benimsetilebiliyordu, çünkü kendilerinden istenenin iğrençliğini hiçbir zaman tam olarak kavrayamadıkları gibi, toplumsal olaylarla yeterince ilgilenmedikleri için neler olup bittiğini de göremiyorlardı. Hiçbir şeyi kavrayamadıkları için hiçbir zaman akıllarını kaçırmıyorlardı. Her şeyi yutuyorlar ve hiçbir zarar görmüyorlardı, çünkü tıpkı bir mısır tanesinin bir kuşun bedeninden sindirilmeden geçip gitmesi gibi, yuttuklarından geriye bir şey kalmıyordu.
Parti'nin her zaman haklı olduğu sonsuz bir şimdiden başka bir şey yok.
27 Mayıs 1960
İhtilâlciler, milletin seçtiği ve "benim vekilem" diye meclise gönderdiği herkesi bir gece içinde avlamış, süngü ve dipçik altında hesaba çekmişti. Bu öyle bir hesapsız hesaptı ki, kin dağlarının yerinden kopup milletin üzerine kâbus gibi inmesiydi. Devrimcilere gün doğmuştu. Halk Parti sevinç ve saadetinden sokaklarda nâra atıyor, inkârcı ve solcu basın "Düşüklere Ölüm!" diye manşet çekiyordu. Bu yüz karası ihtilâl, milletimiz hesabına büyük fâcilara sebep olmuştu. En azından memleketimizin kalkınması yarım asır geri gitmişti.
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.