Kadının, erkeğe olan ilgisini yere mendil atarak gösterdiği bir coğrafyada, esnaflar bir kadının sürekli kendi dükkanından alışveriş yapmasından farklı anlamlar çıkarabilirdi.
Sayfa 215
Modern zamanlarda aşk ise, hemen şimdi edinilen zevk ile sonsuz tutku arasında bir yerlerdedir.
Sayfa 212
Reklam
"Dayanamıyorsan niye bizimle ortaklığa girişirsin. Uçmak istiyorsun ama başın dönüyor."
Sayfa 190 - Faust, Goethe
"Sinema istese de istemese de toplumu yansıtmak zorundadır."
Sayfa 187 - Kracauer
"evlilikleri, kocasının her akşam karısını döveceği kadar eskimemişti"
Sayfa 113
(...) mahremiyetin sınıfsal özelliği Batı'da ve Doğu'da aynıdır, o "yoksullardan çok varlıklıların sorunudur".
Sayfa 99
Reklam
(...) hiçbir sosyal gerçeklik, belirli bir zamandan ve belirli bir mekandan bağımsız olarak okunamaz.
Sayfa 31 - Chicago Okulu
Sinemanın üzerimizdeki etkisi.
İstanbulluların ilerleyen yıllarda sinemadan aldıkları çeşitlendikçe etki derinleşir. İnsan bedeninin parçalanmış hareketlerini seyrederek onlar gibi yürümeye, onlar gibi sigara tutmaya çalışırken ileride belli sinema “artist”leri gibi konuşmaya, onlar gibi düşünmeye, onlar gibi aşık olmaya başlayacaktır insanlar
Sayfa 163
Nasıl şehir, çeşitli ulaşım araçları, sokakları ve meydanlarıyla tesadüfi karşılaşmalar yaratıp, aynı şehri paylaşan şehirlileri benzer duygulara sahip tedirgin hemşeriler haline getirdiyse, sinema da seyircisini dünyanın başka yerlerine götürüp, bir yandan diğerlerinin kendisinden ne kadar farklı, öte yandan ne kadar aynı olduğunu gösteriyordu. Hatta farklı olanları aynılaştırmak konusunda sinema, benzersiz bir güce sahipti.
Sayfa 147
19. Yüyzyıl Avrupa Kentleri vs Osmanlı Kentleri
(...) iki dünyayı karşılaştırma kaygısını, Ziya Paşa, yüzyılın ikinci yarısında bir beyitle özetler: "Diyar-ı küfrü gezdim beldeler, kâşâneler gördüm Dolaştım mülk-i İslamı bütün viraneler gördüm."
Sayfa 106
13 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.