Sonra kesik bileklerinden akan kanı, kolları ve yüzü kan içinde kalana kadar yüzüne sürdü. “Niçin böyle yapıyorsun?” diye sordular: Cevap verdi: “Çok kan kaybettim. Biliyorum ki, şimdi benzim sararmıştır. Korkudan rengimin sarardığını zannedeceksiniz. Kanı yüzüme sürdüm ki, gözünüze yüzüm kırmızı (şerefli) görünsün. Yiğitlerin gül rengi kanlarıdır.” “Yüzünü niçin kızarttığını anladık peki neden kanını dirseklerine kadar sürdün?” diye sorulunca: “Aşk abdesti alıyorum.” dedi. “Nasıl bir abdest?” dediler. “Kanla alınmayan abdestle kılınan iki rekât namaz tam değildir.” dedi.
Sayfa 98 - Attar anlatıyor:Kitabı okudu
“Gerçek erenlerin miracı, darağacının tepesidir.”
Sayfa 98 - Attar anlatıyor:Kitabı okudu
Reklam
Halk Hallac’ı taşlamaya başladı. Şibli de onlara uymak için bir gül attı. Hallaç, “ah” ederek inledi. “Halk bu kadar taş attı. Taşlar sana değerken inlemedin de, niçin Şibli gül atınca inledin?” diye sordular. Hallaç, “Ne yaptıklarını bilmeden yapanlar mazurdurlar. Fakat onun gül atması zoruma gitti. Çünkü atmaması gerektiğini biliyordu.” dedi.
Sayfa 98 - Attar anlatıyor:Kitabı okudu
Hallac’ın yanına yaklaştım. Elleri ve ayakları kesilmiş, gövdesi bir direğe bağlanmıştı. “Tasavvuf nedir?” diye sordum. Dedi ki: “Burada gördüğün, onun en alt makamıdır.”
En kötüsü ise Yapışıp kalmak bu bedene. Bıkkınlık içindedir ruh. Hâlâ bu harabede yaşamaktan.
“Sevgili oğlum, bazıları benim kâfirliğime, bazıları ermişliğime tanıklık ediyorlar. Lâkin, benim kâfirliğime tanıklık edenler, hem Tanrı nezdinde hem de benim nezdimde, benim ermişliğime tanıklık edenlerden daha makbuldürler.” Bunun sebebini sordum. “Çünkü benim ermişliğime tanıklık edenler, bunu, benim hakkımda iyi düşündüklerinden dolayı yapıyorlar; oysa beni kâfirlikle itham edenlerin hareket noktası, dinlerine olan bağlılıklarıdır. Ve Tanrı’nın yanında, dinine önem veren bir kimse, birisi hakkında iyi niyet besleyen bir kimseden daha evlâdır.”
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.